Sanma ey dilber şu kurban ettiğim tek can değil
Kırma gönlüm sırça camdır porselen fincan değil
Aşk-ı İrem’den düşüp çöller aşan Tarık benem
Gözlerimden kan sızar inci sedef mercan değil
Ölmeden girmek ne mümkün bağ-ı İrem semtine
Can verem dersem inanma can bu patlıcan değil
Çeşm-i fettânından ilhâm alsa şâir olma mı
Yoksa bu İlhan