Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Anadolu'da devlet kuran müslüman Türkün simasını, Alpas­ lan'ın yaşama aşkını Allah sevdasıyla birleştirerek kendinden rah­ met ve sevgi taşıyan gençliğinde görüyoruz. Bu sîma, asırların ara­ sında olgunlaşarak Osman’ın adalet ahlâkiyle Murad’ın şehadet sevdasında kemâlini buldu, XVII, asra kadar bu muhteşem şahsiyet olgunlaşmasına bütün insanlığın hayranlığı çevrildi. Dünyanın en heybetli gençliğini hayata çıkarmıştık. Ancak, er­ ginlik çağından sonra ihtiyarlayan her canlı varlık gibi, milletimi­ zin tarihi de o muhteşem gençlik devrini aşarak yorgunluk çağını tanıdı. XVII. asırdan asrımızın eşiğine kadar geçen üç asır içinde, bu harikulade şahsiyetin çözüldüğünü görüyoruz. Üç asırlık yıkım asrımıza, imanı riyâ ile bulanmış, iktidarı menfaatına esir, hezimet halinde bir milli varlığı miras bıraktı. Ona yeni bir gençlik aşısı yapmak lâzım geliyordu. Asrımızın başında milli hayatımızda böy­ le bir hamlenin hazırlıkları yapılmaya başladı. Lâkin bu gayret, başladığı yerde bitti. Bazan bozgunla biten bir harbin yıkamadığı ruhları, zafer uyuşturuyor ve bir nesli kendinden geçirtebiliyor. Kurtuluş Harbi’nden önceki devirde, vatan parçası diye Yemen çöl­ lerine koşan bir gençlik vardı. Zaferden sonraki gençlik için Ana­ dolu'da hizmet teklifi, çoğu kere sürgüne gönderilmek mânasına geldi. Asrın başından beri üç defa hamle yapmak isteyen gençliğin, üçünde de yıkıldığı görüldü. Her defasında yıkılışımızın sebebi, benliğimizden kaçarak, Batı’nin taklitçiliğine sığınma sevdamızdır.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.