Türkiye'nin Maarif Davası

Nurettin Topçu
Türkiye'nin Maarif Davası sözde modern eğitim sistemine kaynağını Kur'an'dan alan Anadolu insanının ruh yapısından beslenen Türk mektebi tezli bir eleştiridir. Millet bünyesinde inkılâplar mektepte başlar ve her milletin, kendine özel olan mektebi vardır. Millî mektep, zihniyet ve örfler ile, metodları ve müfredat ile, terbiye prensipleri ve psikolojik temeller ile, hattâ binasının yapı tarziyle kendini başka milletlerinkinden ayırır. Bizde vaktiyle medrese millî mektepti. Lâkin milletin ruhu ve içtimaî inkişafını takip edememiş ve cihanın fikir ve irfan hayatiyle bağlarını çoktan koparmış olduğundan, olduğu yerde enkaz halinde yıkıldı, çöktü. Öbür taraftan, Batı'da tekâmül eden insan düşüncesinin seyrini biz kendi âlemimizde devam ettiremediğimizden, açılan yeni mektep, hakikat aşkının mâbedi olmadı. Parça parça bilme hevesi, evrensel ve ilâhî hakikat aşkının yerini tutamazdı. Hakk'a götüren yol diye kendini hakikata adamak, gerçek mektebin yoludur. Hakikat aşkına sahip insanlar, cemiyetin içinde çoğalmadıkça, hakikat aşkı cemiyet içinde en yüksek ve muhterem yeri tutmadıkça ve hakikatın ihtirası cemaat içerisinde bir umumî cereyan, büyük bir hareket haline gelmedikçe, millî mektep gerçekten var olmayacaktır.
208 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1960
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

208 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
1960 yılında eğitim sistemiyle ilgili sorunların tespit ve çözümü için yazılmış çok önemli bir kitaptır. Geçmişten bugüne ülkemizdeki sorunların temelini, eğitimdeki sorunların nasıl oluşturulduğunu
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20165,3bin okunma
212 syf.
·
Puan vermedi
Asım'ın Neslinden Beklenen Gençlik Cumhuriyet döneminin büyük Türk mütefekkirlerinden olan Nurettin Topçu'nun Türkiye'nin Maarif Davası eseri, daha sonra öğrencileri tarafından
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergâh Yayınları · 20225,3bin okunma
'' Muallim, ruhlar sanatkârıdır.''
208 syf.
·
Puan vermedi
Ben Tonyukuk'um, Bilge Kağan'ın bilgesi. Ben Nizâmülmülküm, Melikşah'ın dehası. Ben Şeyh Edebaliyim, Osman Bey'in Rüyası. Ben Akşemsettin'im, Fatih'in fethi. Tarih bize göstermiştir ki, devletleri ve medeniyetleri yücelten unsurlardan birisi muallimlerdir. Bizim bütün tarihimiz, muallimin yükseltildiği devirlerde şan ve şerefle medeniyet ve ahlâkın zirvelerine tırmanmış, muallimin alçaltıldığı devirlerde ise uçurumlara yuvarlanmıştır. * Nurettin Topçu'nun kaleminden dönemin Türk eğitim sistemine yönelik, yer yer kısmi ütopik değerlendirmeler bulunduran,maarif, mektep, öğretmen, öğrenci, kültür, ders vb gibi eğitimin unsurlarını, düşünceleri ışığında açıklayan, ruhunuzda Rönesans etkisi yaratacak, gayet  başarılı bir çalışma... Okumanızı tavsiye ederim. * N. Topçu der ki : '' -dilencilik para almak değil, el açmak sanatıdır..'' İlim yolculuğunda dilenci olmak ümidiyle. Keyifli okumalar dilerim.
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20165,3bin okunma
Biraz uzun oldu, idare ediniz. (:
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Kitabımız 1940-60 Türkiye' sindeki eğitim sisteminin sorunlarını ve buna karşı nasıl mücadele edileceği; belli bir metodoliji ve programla, düzenleme yapılarak, ancak ve ancak muassır medeniyetler
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20165,3bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta olan bir meseleyi sizlerle paylaşacağım (Sayfa156). Sırf bu yüzden bile okunabilir. Geride kalan meseleleri anlatma ihtiyacı duymuyorum: " Yavuz Sultan Selim'in sırf vatan sevdasıyla henüz kanlanan kılıcı elinde kurumadan, İbni Kemal'in atının ayağından kendi üzerine sıçrayan çamuru şeref bilerek, hürmetle onu çıkarıp da kaftancı başıya verirken; " Bunu tabutuma örtünüz. Zira ulemanın atının ayağından sıçrayan çamur dahi bizim için şereftir" deyişi cihan tarihinde görülmemiş ve belki de görülmeyecek bir ilim ve ahlâk harikası sayılmaz mı?" Bu meseleyi yazarken bile tüylerim diken diken oldu. Bu kitap Eğitim Sistemi'nin yanlış kurulması üzerine eleştirel yazılmış bir kitaptır. Bunu demekle iktifa edeceğim.
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20165,3bin okunma
Türkiye'nin üç asırlık buhranı
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Nurettin Topçu 1950 yıllarının ve sonrasının içinde bulunduğu sorunların ve geçirmekte olduğu buhranların nedenini ve kaynağını ciddi eksiklikler , yanlışlar barındıran kültür ve maarifimizde
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20165,3bin okunma
Türkiye'nin Maarif Davası
208 syf.
8/10 puan verdi
Nurettin Topçu!.. Türkiye’nin çağdaş dervişi…
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20165,3bin okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Her öğretmenin ve her öğrencinin hatta her gencin okuması ve kendine yön vermesi gereken bir kitap. Kitapta; okulun ne olduğu, eğitimin ve öğretimin ne olduğu mükemmel bir şekilde anlatılıyor. Daha sonra eğitimin ve öğretemin aksayan yönlerini belirleyip çözümler üretiyor Nurettin ağabeyim. Kitap öyle içten, öyle samimi yazılmışki insan okurken kendini samimi bir sohbetin içinde hissediyor. Okuduğum çoğu yerde evet Nurettin ağabeyim, çok haklısın bir eğitimci olarak düşününce; evet dediğin sorunların hepsi okullarda ve eğitim öğretimde artarak devam ediyor ne yazık ki!. Okullarda hala sadece teknik öğretiliyor, sadece öğretim veriliyor. Hala eğitim yok, hatta senin anlattığın dönemden daha da az veriliyor. Kültür dersleri umursanmıyor, ruhlar doyurulmuyor okullarda, öğretemen en ufak durumlarda şikayetçi oluyor. Öğrencinin ruhuna kalbine hitap etmiyor ya da edemiyor. Tabi ruh doyurulmayınca, hep çıkar ve menfaat üzerine dönüyor tüm ilişkiler. Öğrencilerde gençlerde ahlak git gide azalıyor ve toplum ahlaki olarak öyle bir boşluğa düşüyor ki, toplumda saygı, sevgi ve hürmet kalmıyor. Her şey maddeye yöneliyor ve madde insanları mutlu etmiyor, edemiyor. Çünkü insan sadece maddeden oluşmuyor, insanın ruhu da var, eğitilmesi, öğretilmesi ve doyurulması gereken bir ruhu, ne yazik ki ruhlar aç, sussuz ve kimsesiz kalınca toplumda huzur ve sukunet bir türlü sağlanamıyor. İnşallah senin kitabını okuyup senin önerilerini dakkate alıp birazcıkta olsa düzelmeye çalışırız. Rahmet ve minnetle Nuri ağabeyim, Allah senden razı olsun bu güzel öğütlerin. Allah mekanını cennet eylesin. Herkese keyifli okumalar.
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20165,3bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
35 saatte okudu
Eğitim konusuyla milli eğitimin sistemleri üzerine baya bir kafa yorulmuş düzeltilmesi için çareler önerilmiş bir çocuk nasıl yetiştirilir ve şimdiki nesillerin ne kadarda kötü eğitildiğini anlatan güzel bir kitap.
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20165,3bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Bize "siz ne iş yapar, ne vazife görürsünüz?" diye soranlara; "Bizim vazifemiz karakter yapmaktır, şahsiyet yaratmaktır.." diye cevap vermede saadet buluruz.. Evvela incelememe
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20165,3bin okunma

Yazar Hakkında

Nurettin Topçu
Nurettin TopçuYazar · 27 kitap
Nurettin Topçu, 1909 yılında İstanbul’da doğdu. Asıl adı Osman Nuri Topçu’dur. Nurettin Topçu’nun babası Topçuzâde Ahmet Efendi Erzurumlu, annesi Fatma hanım ise Eğinlilidir. (Erzincan’ın Kemaliye ilçesinin eski adı) Topçu ailesi Topçuzâdeler diye tanınmaktadır. Dedesi Osman Efendi, Erzurum’un Ruslar tarafından işgali sırasında Türk ordusunda topçuluk yapmıştır, bu lâkap da oradan gelmektedir. Eğitimi Nurettin Topçu, öğrenim hayatına altı yaşında Bezmiâlem Velide Sultan Mektebi’nin ana kısmında başladı. İlkokulu Büyük Reşid Paşa Numûne Mektebi’nde okudu.İlkokuldan sonra Vefa İdadisi’nde öğrenimini sürdüren Nurettin Topçu, birinci sınıfta iken babasını kaybetmiştir. Lise tahsilini İstanbul Lisesi’nin Edebiyat Bölümü’nde pekiyi derece ile tamamlamıştır. (1927-28) Mehmet Akif’in medeniyet telakkisini kavramış ve ilmini almak için Akif’in oğlu Asım’ı niçin Batı’ya göndermiş olduğunu idrak etmiş olan Nurettin Topçu, daha iyi bir eğitim alabilmek için Avrupa’da tahsil görmek gerektiğinin farkında olarak liseyi bitirdikten sonra kendi imkanlarıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın açmış olduğu Avrupa imtihanlarına girmiş ve kazanmıştır. Fransa’nın Türkiye’deki liselerin denkliğini kabul etmemesinden dolayı Topçu buradaki eğitimine Paris’teki Bordeaux Lisesi’nde başlamıştır. İki sene sonra Strazbourg’a giden (1930) Topçu, burada üniversite tahsiline başlamış; psikoloji ve güzel sanatlar, genel felsefe ve mantık, çağdaş sanat tarihi, sosyoloji ve ahlak, ilk zaman sanat ve arkeolojisi dersleri almıştır. Strazbourg’da tamamladığı doktorasını 1934 yılında Sorbonne Ünivesitesi’nde vermiştir. Sorbonne Üniversitesi’nde okuyan ilk Türk öğrenci olmuştur. Çalışması Sorbone Üniversitesi Felsefe Jürisi tarafından yılın en başarılı doktora tezi seçilir. Üniversitenin geleneklerine göre birinci olan öğrenciler mutlaka ödüllendirilir. Bunun üzerine yetkili Profesör, Nurettin Topçu’nun yanına gelerek durumu anlatır ve ödül olarak neyi istediğini sorar: - Efendim, bir altın saat mi? Amerika veya Kuzey Avrupa’ya bir mavi yolculuk mu? Hangisini tercih edecekseniz onu alacaksınız veya o ülkeye ziyarete gideceksiniz! Nurettin Topçu, kararlı ve gayet kendinden emin bir şekilde bu soruya şöyle cevap verir: - Hiçbiri değil! - O zaman ne istiyorsunuz? - Sorbonne Üniversitesi’nin giriş ve çıkış kulelerinde yirmi dört saat ay-yıldızlı Türk bayrağının dalgalanmasını istiyorum! - Derhal bu isteğiniz yerine getirilecektir! Nurettin Topçu kendine yapılan teklife verdiği cevabı duyan herkes hayret ve hayranlık içinde kalmıştır. Vatan ve bayrak sevgisinin gurbet illerde okuyan bir öğrencinin yüreğinde böylesine yüceldiği az görülmüştür. Ayrıca bu olay, onun düşünce yapısını, vatan ve millet sevgisi ile hayat felsefesini yansıtan önemli bir ayrıntıdır. Öğretmenliği Avrupa’dan döndükten sonra 1935 yılında Galatasaray Lisesi’nde felsefe öğretmenliğine başladı. Topçu İzmir’de öğretmenliğinin henüz daha dördüncü yılında, Türk düşünce tarihinde önemli bir yeri olan “Fikir ve Sanatta Hareket Dergisi”ni yayınlamaya başlar. (1939) Denizli’den sonra İstanbul’a tayin edilen Topçu, Haydarpaşa Lisesi, Vefa Lisesi, Robert Koleji, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve İstanbul Lisesi’nde öğretmen iken yaş haddinden emekli olmuştur. Nurettin Topçu, Bergson’dan hareketle hazırlamış olduğu Sezgiciliğin Değeri isimli çalışmasıyla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde doçent ünvanı almıştır. Milletimizin son dönemde yetiştirmiş olduğu önemli fikir ve aksiyon adamlarından biri olan Nurettin Topçu’nun hayatını, sık sık idealize ettiği mesuliyet duygusunun yoğun baskısı altında Anadolu’da Türk Milletinin yeniden dirilişinin ilham kaynaklarını arayacak, münevver bir zümre meydana getirmeye çalışmıştır. Bu münevver kadroyla aklın saltanatını yönetimde, eğitimde, sanatta ve bilimde hâkim kılacak bir “Türk Rönesansı”nı gerçekleştirme çabası içerisinde olmuştur. Hayatı, bunun mücadelesi ile geçmiştir. Ahlâk alanında doktora yapmış olan Topçu, imanlı, ahlâklı debdebeden ve gösterişten uzak hayatı, doğru bildiğini söylemekten ve yaşamaktan çekinmeyen tavizsiz karakteri ile örnek bir şahsiyettir. Ömrünü her an büyük mahkemenin huzurundaymış gibi hesap vermeye hazır, hiçbir otoritenin etkisinde kalmaksızın milletinin meseleleriyle ve ahlâk dersi vermekle geçmiştir. Sınıfta, öğretmenler odasında, sokakta, camide, evde, konferans salonunda, kısacası hayatın her alanında ve her aşamasında… Kendisine maddenin ve servetin fethini değil, ruhların fethini gaye ettiği gibi, insanlara da onu hedef olarak göstermiştir. Felsefeden sanata, dinden ekonomiye ve eğitime kadar pek çok sahada kendine has tahlilleri, bakış açıları ve önerileri olan Topçu, hem Batı’yı çok iyi tahlil eden, gözlemleyen ve Batı düşüncesini bilen hem de ailesi ve muhiti dolayısıyla geleneksel yapı ve değerleri tanıyan, bilen ender düşünürlerden biridir. Birçok kaynaktan etkilenmiş olan Topçu’nun eserlerinde bu etkilerin izlerini görmek mümkündür. Başlıca Eserleri Yarınki Türkiye, İslam ve İnsan, Ahlak Nizamı, İradenin Davası, Mehmet Akif, Felsefe, Büyük Fetih, Devlet ve Demokrasi, Sosyoloji
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.