Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

126 syf.
8/10 puan verdi
Kasiyer, Sayaka Murata
“Kendini normal gören insanların, normal olmadığını düşündükleri insanları yargılama merakı vardır.” İşte, evet tam olarak bu! Benim için Sayaka Murata’nın bu cümlesi kitabını özetler nitelikte. Kasiyer, 36 yaşında Keiko Furukura’nın on sekiz yıldır kasiyerlik yaptığı market hayatını konu ediniyor. Kitabın Japonya’da iki yılda bir düzenlenen Akutagawa ödülüne sahip olması da okuru çeken başka bir etken tabi. Sayaka Murata’nın karakteri Keiko çoğunlukla topluma göre rahatsız edici fakat kendi halinde inanılmaz mutlu bir karakter. ‘Rahatsız edici’ ve ‘Mutlu’. Keiko karakterinin tuhaflığının yanı sıra bir kimliği yok gibi görünüyor olsa da başından beri kendi kimliğiyle özleşmiş bir karakter. Çocukluğundan beri varolan garip davranışları, olaylara farklı tepkiler vermesi, okuldaki davranışları ve psikolog yoluna gitmesiyle birlikte hiçbir sonuç elde edilememiş bir karakter. Bununla birlikte herkesin ona dayattığı “normal ol” baskısı kendisini yıllar boyunca yalnızlığa sürüklüyor. Topluma ayak uydurmak için yüzüne taktığı maskeyle yıllardır idare etmiş biri. “Normal dünya zorba bir yer, yabancı maddeler derhal sorgusuz yok edilir. Makul olmayan insanların mutlaka icabına bakılır.” Furukura, çevresinin ona dayattıklarıyla ve çevresini memnun etme çabalarıyla bir süre benliğini de arıyor fakat nihayetinde yine kendi doğrularına kendi duvarlarına çarpıyor diyebiliriz. Bu sebeple kendisi dışarıya tuhaf kendine göre normal bir karakterle tanışıyorsunuz. Onun için mutluluk marketteki rafları düzenlemek ya da her sabah rutinini gerçekleştirerek müşterilerine güler yüz göstermekten öte değil. “Bir markette çalışırken, insanların orada çalışanları aşağılayan gözlerle bakışına sık sık rastlanır. Aşağılayarak bakan insanların yüzlerini görmeyi severim, ilgi çekicidir. İnsan işte böyle bir şey, derim.” “Keiko, hala evlenmedin mi?” “Keiko, neden hala tam düzenli işin yok?” “Keiko, neden sende herkes gibi normal değilsin?” “Lütfen, normal ol artık.” Düşündürücü. “Ne yani düzenli bir işim olursa normal mi olacağım?” “Evlenip çocuk yaptığımda normal mi olunur? “ “Normal olmak?” Nedir normal olmak değil mi? Kitaptaki ana tema çoğunlukla “normalleşme” kavramı üzerinden gidiyor. Toplumsal baskı, aile, iş arkadaşları, evlilik gibi kavramların dönem toplumundaki yeri ve insanların bu kavramları nasıl yorumladığına dikkat çekiliyor. Keiko, yalnız markette gördüklerine ve duyduklarına bizi tanık etmekle kalmıyor kendini topluma sunarken bizleri insanların arasına da karıştırıyor. Kitap süresince Murata’nın sadeliğine nazaran bizlere karşı sert, dokundurucu hatta sağlı sollu oklar fırlatan bir yönü var. Kitabın böyle bir ödül alması ve insanlara ulaşmasının ardından toplumsal olarak gerçekten rahatsız bir millet olduğumuzu kabul ediyoruz sanırım. Ya da şöyle diyebiliriz, insanların ortak bir derdi var o da kimse kimseyi kendi olduğu için kabul etmiyor. Kasiyer bittiğinde Murata’nın yaşam öyküsü beni çok şaşırttı. Çünkü bu romanı okurken bizzat kendi hikayesine tanık olmuş hissine kapıldım. Kendisi de yıllarca kasiyerlik yapmış ve bu romanı yazma süresinde de kasiyerlik deneyimini yeniden tattığını dile getiriyor. “Geçmişte, 'yalnız' kelimesinin olumsuz bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Şimdi kelimenin anlamı farklı. Yalnızlığı geçmişe oranla gerçekten seven daha fazla insan var.” Böyle bir cümlesine rast geldim. Murata, kasiyerlik hayatım boyunca neler gördüm, neler geçirdim, içimde neler neler birikti diyerek yola çıktım ve bu kitabı yazdım dese daha doğru olur. Çünkü içinde birikenlerle haklı olarak topluma sağlı sollu tokatlarını yolluyor. Bunun yanında, “İnsan kendini nerede nasıl mutlu hissediyorsa o işi yapmalı” diyor. Eklemek gerekirse kitap boyunca Japon milletine yeniden hayran kaldım. Gerek animelerde, gerek kitaplarında her işlerindeki titiz ve düzen işi bana terapi gibi geliyor. Burada da sıklıkla market düzeni ve Türkiye’de çok sık göremediğimiz market çalışanı disiplini ayrıntılarıyla ele alınırken oturdum bir kez daha hayran kaldım. İyi manada inanılmazlar...Seviyorum. Ve Murata’nın biz okurlara öğrettiği bir şey varsa o da Keiko’nun yaptığı gibi insanların huyuna suyuna da gitseniz onları memnun edemeyeceğimiz gerçeğidir. İnsan budur işte :) Çeviri için elbette H.Can Erkin Hocama ve kitabı bizlerle buluşturma fikrini edinen kıymetli Turkuvaz Kitap’a teşekkür ediyorum. Son olarak Keiko’nun kendi cümleleriyle yorumumu noktalıyorum. “Sefaletin dibinde de yaşasam, bir sokak başında yığılıp öleceğimi de bilsem, bu gerçekten kaçamam. Hücrelerim yaşamını market için sürdürüyor.”
Kasiyer
KasiyerSayaka Murata · Turkuvaz Kitap Yayınları · 20192,372 okunma
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.