Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Beyaz Yakalı Hayri İrdal Tragedyası
Öncelikle Merhaba, uzun zaman olmuş buraya bir şeyler yazmayalı. Herhangi bir kitabı satın almanızda -Eğitim Üzerine ile özdeyişi olsun diyerek: onu tükettiğinizde- sizi etkileyen sayısız değişkenler ve onun altında yatan sayısız hikayeler mevcuttur. Bu kitabın bendeki yansıması ise şu sekil de oldu; "Mutsuzum. Ama neden? Bana söylenen her şeyi biraz gecikmeli fakat eksiksiz bir şekilde yaptım. İçinde yaşadığımız sistemin ana mottolarından biri itaat et mutlu ol değil midir? İtaat kısmını tamamladım, E nerede mutluluk? [Burada bahsedilen mutluluk sözlük manasında kullanılmamış olabilir.] İtaat kısmını biraz açmak istiyorum... Patlamadan önce ki "Orta Sınıf"a bile ait olmayan bir ailede diğer tüm aile bireyleri gibi sisteme kendimi kazandırma, her gün Tv'de, internet dünyasında ya da seçim zamanı meydanlarda bize vaat edilen mutluluğu ve huzuru yakalama çabası içerisindeyim. Bunu gerçekleştirmek için ayak takımının içerisindeyseniz ilk altın kural geldiğiniz yeri ret edip, amerikan rüyasına biat etmektir. Yani kurallara uy, vergini ver, modayı takip et, sürekli hayal et, burjuva hayatını er ya da geç yakala. Tabii hayal etmek sınırsız çünkü bunu paraya dönüştürecek herhangi bir icat yoktur. [Tam böyle düşündüğüm zamanda ismi çok meşhur bir ayakkabı firmasının mağazalarında içerisinde dürtülerimizi uyaracak hoş kokuları sıvının buharlaşması prensibini kullanarak ortama yaydığını bunun ilk üç ayda ki satış oranına yansımasının ise %80 artış olduğunu okudum. Statümü yukarıya çekmek için kredi kartı yardımıyla ödeyeceğim bedele bir yenisi daha eklenmişti. Tüketim toplumunun bireylerinin aynı zamanda bu denli budala olduğunu fark etmek geç, aynı zamanda bir o kadar da üzücü oldu.] Peki sınıf atlamak nasıl mümkün oluyor? Bu konuda yine sistem çözümü kendisi söylüyor: iyi okullarda iyi eğitim al, mezun olduğunda kazancın ve sosyal ortamın o ölçüde artacaktır ve böylece bir üst sınıfa (beyaz yakalı) geçebilirsin. Hoş geldin sonradan olma minik burjuva... İyi eğitimin de bir diyeti var elbette. ayak takımının önünde iki seçenek vardır: 1) Parasını bir şekilde icat edip ismi ile müstesna özel üniversitelere gitmek. Seçeneklerden birisi olmasına rağmen asla ulaşılmayacak bir gerçeklik olduğu için iki seçenekten geriye bir tane kalıyor. 2) Çok çalış, 'güzel' devlet üniversitelerinden birine yerleş mezun ol ve kariyerine CEO olarak devam et. Tabi mezuniyet sonrasında geri ödenecek kredi miktarı altında ezilmez isen. Belli bir döneme kadar bu seçenek makul sayılabilirdi. Fakat şu an durum böyle değil. Her sene zamlanan öğrenim harçları ve araç-gereçleri, barınma ve yiyecek ücretlerinin katlanarak artması, öğretici kurumlarının içinin boşaltılarak tabela kurumları haline gelmesi, mezuniyet durumunda yarışmak zorunda olduğunuz doğal rakipleriniz vb. Ve eklemek gerekir her yıl bir önceki yıla göre 2. seçeneğin imkansızlık katsayısı eksponansiyel bir biçimde artmaktadır. Konu bütünlüğüne geri dönmek gerekirse: gözde bir meslek dalından mezun oldum, iş buldum, çılgınlar gibi çalışıyorum, sosyal ortamım bu yönde değişti, giyim-kuşamım statümü yansıtma amacı güdüyor ve giderek beyaz yaka sendromlarını birer birer gösteriyorum. Tüketerek mutlu olmaya çalışıyorum. Yine de mutluluğa erişemiyorum. Suçluyu bulmaya çalışıyorum. Şahıslar yerine düşünce yapılarını suçlamak istiyorum, değişim istiyorum. Fakat törpülenmişim bir kere. Bu saatten sonra ki her düşüncem bana acı veriyor. Tabiri caizse nasırımın üzerinde dans ediyorum. Çözümün düzen içi bile olsa eğitim yolundan geçtiğini düşünüyorum. -alın size tipik bir beyaz yaka davranışı daha- Eğitimin ise sistemli olmasını ve sonuca kısa sürede ulaşmasını istiyorum. Siz daha önce farkında varmış olabilirsiniz fakat tüketim toplumda yaşadığımızı unutarak söylüyorum bunları. Eğitim sisteminde bir değişikliğe gidilmesi için ilk önce bunun sermayeye nasıl etki edileceğine, değişimden kar elde edecek mutlu azınlığın firmalarında çalıştırılmak üzere eleman yetiştirip yetiştirmediğine bakılacağını, salt o azınlığın çıkarlarının göz önünde bulundurulacağını unutarak hem de... Buraya kadar kitap içeriğinden bilinçli bir şekilde bahsetmedim, devamında da bahsetmeyeceğim. İç Anadolu'da bir Nasreddin Hoca deyişi vardır: "Damdan düşenin halini damdan düşen anlar". Eğer yukarıda çok kısa ve yüzeysel bahsettiğim karın ağrılarının hiçbirisi sizde yok ise kitabı okumasanız bir şey kaybetmezsiniz. Yok tam tersi ise eğitim kaygılarınızın derinleşmesi için giriş kitabı olarak tercih etmenizi öneririm. Söz konusu Bauman olunca eğitimden tutun akışkan moderniteye, totaliter rejimlerden, Arap baharına, farklı ülkelerin eğitim sistemlerine ve düzen dışı aktörlerine, göçlere ve bir çok konuya değiniyor Eğitim Üzerine. Bilinmesinde ki gerekliliği tartışılabilir, ben size aktarmayı seçtim: Kitabın oluşmasına katkıda bulunan Riccardo Mazzeo düğün davetiyesinde Nazım Hikmet'in bir şiirini kullanmış. Kitap içerisinde seçilmiş öneriler; 1. Öneri: Yüksek Eğitimden Dışlanmışlar Hareketi (Meksika,2006)lemonde.fr/idees/article/2... 2. Öneri:
Öfkelenin!
Öfkelenin!
3. Öneri: La Zona (Film) imdb.com/title/tt1039652...
Eğitim Üzerine
Eğitim ÜzerineZygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 2020143 okunma
··
176 görüntüleme
bhmflzf okurunun profil resmi
😒bu kitabını almamışım nasıl olduysa Bauman dedemin.
Celal Uslu okurunun profil resmi
Çok hafif geleceği kanaatiyle birlikte kitap seni henüz bulmamıştır demek istiyorum.
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.