Gönderi

KADIN "İffet adına, namus adına ve 'Kadın çocuklarının eğitiminden sorumludur.' bahanelerine sığınılarak yapılmıştır bütün bunlar. Geri kalmış, yeteneksiz, bir tahtası eksik olan; okuma, eğitim, öğretim, tefekkür, kültür, medeniyet ve toplumsal terbiyeden yoksun olan bir kişi; nasıl olur da yarının nesillerini eğitmeye lâyık olabilir?"[Ali Şeriati, Kadın(Fatıma Fatımadır), s.108] Kadına dair konuşulacak o kadar çok şey var ki. Açıkçası bu konuda konuşacak yeterlilikte okumalarım azınlıkta. Ancak bir kadın olarak bu konuda birkaç kelam etmek istiyorum. Bilhassa da aldığım ilahiyat eğitimi gereği din adı altında yapılan yanlışları yeri geldikçe söylemeyi, tartışmayı vazife biliyorum. Ali Şeriati'nin adını duyunca yazıyı hiç okumaya bile tenezzül etmeyenler olacak bunu da biliyorum. Bu kişilere söyleyebileceğim en öz şey şu ki; Cemil Meriç'in ifadesiyle, her düşünceye saygı. Lütfen saygı. Kimse kimsenin düşüncesine katılmak zorunda değil, ama herkes düşünceye saygılı olmak zorunda. Zorundayız. Kadın konusunun bu denli konuşulması sizce de tuhaf değil mi? Neden konuşulmak zorunda kalınıyor, neden yüzyıllardır her konuda ilerlerken bu konuda ciddî bir gelişme kaydedemiyoruz? Hâlen daha kadının çalışması haram mıdır konusu tartışılıyor. Ve ilginçtir ki haram diyenler var hâlâ. Kadın kim? Kadını da erkeği de yaratan aynı Allah değil mi? Ne Avrupa kadınından ne geleneksel dindeki kadından bahsediyor Ali Şeriati. İslâm kadınından, Fatıma örneğinden bahsediyor. Günümüzde kadın çalıştığında aile kurumu yıpranıyor,kadınlar anne olmak istemiyor, hem işe hem eve yetişemiyor deniliyor. Burada en büyük pay kime düşüyor aslında, erkeğe mi kadına mı? Her ikisine de. Evlendikten sonra okullar bırakılıyor, eğitimler yarıda kalıyor yahut hiç başlanamıyor. Neden? Kim eş olma görevini yerine getirmiyor dersiniz? Bir taraftan yemek, çamaşır, temizlik vs. ev işleriyle uğraşan, öteki taraftan çocukla/çocuklarla ilgilenen, bir yandan da kadın olmaya çalışan kadın mı, yoksa yapması gereken vazifeleri tek bir vazifeye indirgeyerek işlerden beraat eden erkek eş mi? Üçe bir. Orantı bu. Tabii bir de hiçbir iş yapmayan, evini, eşini, çocuk bakımını her şeyi ihmal eden yeme, içme, dedikodu, alışveriş üzerine odaklı kadın tipi var. Bunlar daha azınlıkta tabi. Genel olan ise Anadolu tipi kadın örneğidir. Yani her işe koşturmaya çalışan kadın. Elleri öpülesi kadın tipi bunlar. Çağın değişmesiyle oranlarda ciddî bir dengesizlik oluştuğunu hepimiz görmekteyiz. İlla ki kadın çalışsın diye kimsenin direttiği yok. Diretilen şey; kadının insan olduğu unutulmadan kendini geliştirmesi için haklarının elinden alınmaması üzerinedir. Kadının bir cinsel obje olarak görülmesi kadar kötü bir şey yok herhalde. Kadınlar bazı yerlerde hiç çalışamıyor. Neden? Sapıkları kim yetiştiriyor? Kadın. (Elbetteki alimden zalim de doğuyor ama bunun örneklerinin az olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz.) Okumayan, yetişmeyen bir kadından nesil yetiştirmesi bekleniyor. Ne acayip dünya! Gözlerini açamayan, açtırılmasına müsade edilmeyen bir kadından Fatihler yetiştirilmesi bekleniyor! Okumaktan kasıtın sadece diplomaya hasredilmediğini de her zamanki gibi belirtelim. Zira hemen, okuyan kadınları da görüyoruz cinsinden eleştiriler gelecektir. Okuyandan kasıtın içinde üniversite başta geliyor evet ama okuma işi ile meslek edinimi aynı şey değildir. Okuma kapsamlıdır; araştırmak, soruşturmak, haklarını bilmek, hak bilmek, saygı çerçevesinde fikir beyan edebilmek, bir fikre, zihniyete sahip olabilmek, değer-ahlâk eğitimi bilmek gibi bunlar çoğaltılabilir elbet. Kadın çalışma hayatına daha aktif olarak katıldığından beri doğum ve evlilik oranlarındaki azalmaların, boşanma sebeplerinden biri olarak görülmesinin vs. sorumlusu olarak kadına yüklenilmesi son derece haksız bir tutumdur. Evde iş bölümüne yanaşmayan erkeklerin sayısı çoğunlukta olduğu sürece de bu haksızlık devam edegelecektir. Kadına nefes aldırmayan bir toplumun gelişmesi de beklenmemelidir. Nefes alamayan birinin de birilerine nefes olmasını beklemek yine bir diğer yanlıştır. Bırakınız kadın kendini geliştirsin, okusun ki okutsun, aydınlansın ki aydınlatsın, nefes alsın ki nefes olsun. Bırakınız kadın kendi karar versin çalışıp çalışmamaya. Kimseler onun adına karar almasın. Zaten ne kadar iş bölümü yapılırsa yapılsın birçok kadın, eş ve anne olarak fedakârlığını, merhametini evinden esirgeyemiyor. Hep en azından bir adım daha fazla sorumluluğu alıyor. Sadece değer görmek, sevilmek, sayılmak istiyor kadınlar. Sadece değer, sevgi, saygı.
·
49 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.