Yazarın ilk okuduğum kitabı oldu. Başlardan neden bu kadar sevildi, acaba hep böyle mi ilerleyecek hep tarihin derinlerinliklerinde mi kaybolacağız diye düşünürken yazar beni oldukça şaşırttı. İçerisinde insanlık tarihi, yaradılış tarihi, Cumhuriyet tarihi, karşıt görüşler, aşk, dinlenmemiz için müzik önerileri, yüzlerce genelleme ve sorularla karşımızdaydı birbirine karışmış konular nereye gidecek böyle karşıt düşünceleri bitmeyecek mi derken güzel ve meraklı bir sona kavuştu. Tarihin içinde yolculuk yapmış hissi oluşturdu. Verilen bunca konunun içinde kaybolmadan birbirinden kopmadan devam edebilmesi yazarın ustalığıdır bence.
Yaşadığı acılar ve feda ettikleriyle bir devirdi Semiha Hanım.
Hayallerinin peşinde bir gün başaracağına inanan vazgeçmeyip başarmasıyla bir devirdi Ayşe.
Duyguları ve hisleriyle bir devirdi İlmiye.
Merakı ve İlmiye ile beraber kendini tamamlarken bir devirdi Orhan.
Savaşın ve kaybettiklerinin ona kazandırdıklarıyla güçlü kişiliğiyle Dudu'dan Ülkü'ye dönüşen bir devirdi Ülkü.
Hep doğru bildiğini düşünürken tam tersi olduğunu düşündüğü Ülkü'ye olan hisleriyle bir bütün olan bir devirdi Selim.
Sonuna geldiğinde kitaptaki her sözün aslında ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha hissettiren oldukça etkileyici bir serüven.