Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

216 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Anlamı Tamamlamak Nereye Varmaktır?
"Hz.Peygamber'e (sav) iman ve ittiba, insanın varlık ve kendisi hakkında sahih bir idrake sahip olması ve bu idrakin gereğince hayatını inşa etmesi anlamına gelir."-171- Ömer Türker Hoca'yı bir süredir tâkip ediyorum. Kendisi Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi'nde İslam Felsefesi bölümünde öğretim üyesi olarak vazifesini ifa etmekte. Felsefeye ve felsefe ile gerek mesleki olarak gerek de hayatlarını anlamlandırma bağlamında yönelenlere karşı hep mesafeli olmaya çalışmışımdır. Bu bir felsefe bağnazlığı yahut düşmanlığından daha da çok imâni ilkelerde yeterince temekkün etmeden kalbin başka mecralara doğru meyletmesi korkusudur. Elbette bu düşünce tenkit edilip bu kadar da abartmaya gerek var mı diye düşünülebilir ancak, insanın içindeki marjinal olma, daima farklı yollara tevessül etme iştiyakı insanı uçsuz bucaksız çöllere sürebilir,bu sürgünün ardından yanında haritası olmayan yolcu sonradan nasıl geriye dönecektir? Bir başka husus, genelleme yapmadan ifade edecek olursam müşahadelerimce felsefi alanda konuşan, (buna daha çok felsefe yaptığını sananlar dahil) kalem oynatan kimselerde tekebbür artışı meydana gelir. Mesela kendileri felsefi okumalar yaptıklarından kainatı anlamlandırmada da olayları süzüp hakikati ortaya koymada da sanki mutlak otorite olurlar da gayrısı bu okumaları yapmadığı müddetçe gayrılarına hep aşağıda kalacakmış gözüyle bakarlar. Felsefeye öncelik verip işin içine girince de mukaddes tanımaz bir şekilde sütunları bir bir yıkarlar. Halbuki şayet felsefe hikmet sevgisi ve daima bir arama cehdi ise bu arayış bir yerlerde hikmete dönmeli ve bu hikmet kişiyi tevazu sahibi yapmalı değil midir? Tabi bu örneklerin aksi istikamette olanlarını da görmek mümkün. Mesela Kasım Küçükalp'in geçenlerde youtubede Heidegger felsefesine başlarken şöyle ifadeler kullandığını duydum ve mutlu oldum: "Evet arkadaşlar Allah bugün nasip ederse Heidegger felsefesini konuşacağız." Yukarıdaki iktibas da kitaptan, onunla başladım çünkü bir felsefeci olarak Ömer Hocanın tasavvurunda Müslüman olarak var olmanın mânası bu cümlede mündemiç.Yâni demek istediğim felsefe ile iştiğal etmek Ömer Hocayı köklerimizden koparıp, mütekebbir bir hale evirmemiş. Hatta Marmara'da dersine giren bir arkadaş Hadis hocaları sünnetleri kılmazken Ömer Hoca çocuklar böyle yapmayın (sünnetleri ihmal etmeyin manasında olsa gerek) der imiş. İşte hikmet sevgisi bu olsa gerek. (Ömer hocanın evvelen tefsir alanında bu yola girdiğini de unutmamak gerek bu arada) Hususen kitaptan bahsedecek olursak kitabın yazılış amacı müellifin ifadesiyle "Bu kitap, Anadolu Coğrafyasında Selçuklulardan modern döneme kadar hâkim olan İslâm düşünce geleneğini tanıtmak amacıyla yazıldı." cümlesiyle ifade edilebilir. Ömer hoca modern dönemlerin bizi kadim bağlarımızdan kopardığı ve bu zenginliği ardı arkamıza attığımızdan dem vuruyor ve ifade etmek istediklerini gelenek üzerinden zaman zaman geleneğin yapıtaşlarını özetleyerek (İbnül Arabi, İbn Sina'nın İlahi isimleri şerhleri gibi) zaman zaman da bu ekollerin can alıcı taraflarını, karşılığında ki görüşleri (Mesela Kelamcıların İlahi isimlere bakışının ardından filozoflar vechesinden konuyu aydınlatıyor) serdederek ve gayet de berrak,duru bir şekilde meramını ifade ederek bizi o kadim zamanlarda mündemiç görüşleri tekrardan gözden geçirmeye ve modern zamanlarda asıl anlamımızı kavramamız için bunlardan hareketle bir telakki geliştirmemiz gerektiğini ifadeye götürüyor. (Her kitap bir yolculuk ve her müellif bizi bir yerlere götürmekle muttasıf rehber olmaya meyyal değiller midir? ) Kitabı beğendim, Ömer hocanın diğer kitaplarını da okumayı kafama koydum, nette de birçok videosu var zaten, onlardan da yararlanabilirim. (İhsan Fazlıoğlu hocayı da aynı iştiyakla tâkip ederken miras ayetlerini tarihselci perspektiften değerlendirmesi ve meselenin kökenine inmek yerine kavramlar adı altında böyle bir zehaba kapılması beni hayli şaşırtmıştı. Ömer Hoca'da böyle bir durumun olmadığını ümit ediyorum. Hoş İhsan Hocayı silmiş değilim, ancak alanı dışında konuşunca -ki kendisi de alanının İslam Felsefesi-Bilim Tarihi olduğu meyanında bir ifadede bulunmuştu aşağı yukarı- böyle bir karışıklık olmuş.Allah hepimize akıl berraklığı versin. İncelemeye başlarken serdettiğim iktibâse binâen şöyle bitireyim: Mutlak olarak ittiba O'na ve O'nun bize gönderdiği Kâinat'ın Efendisinedir. Bize düşen nispetleri iyi kurmak ve O'na vasıl olmaya çabalamaktan başkası değildir.
Anlamı Tamamlamak
Anlamı TamamlamakÖmer Türker · Ketebe Yayınları · 202075 okunma
··
235 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.