Bu kitaba başlamamın nedeni Zülfü Livaneli'nin öneri yazısı oldu aslında. Genel olarak söylemem gerekirse kitabın konusunu beğendim fakat yazarın üslubunu aynı derece beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Bir edebî kitap olduğu için elbette devrik cümlelerin olması mümkün fakat bu durum kendini o kadar tekrarlamış ki okur olarak okurken akışı kestiğini ve olayların gerçekliğini zedelediğini fark ettim. Başkahramanımız Sabri. Karakterde sürekli bir kaçış gözlemlemekteyiz. Bu kaçış ve saklanma hem fiziki hem de ruhsal bir olgu olarak karşımızda. Anneye sonsuz bir bağlılık, bu bağlılığa paralel babadan kopuş, nefret ve kaçış görüyoruz. O kadar ki kitap boyunca karakter "baba" kelimesini telaffuzdan dahi kaçınmaktır. Küçük yaşta babasından gördüğü istismarın bir sonucu olarak içinde büyüttüğü şiddete bir kişilik ve isim bile buluyor: Canavar. Ve gösterdiği her şiddet eğilimli, kötü durumların suçlusu olarak bu Canavar'ı suçluyor. Burada bile yaptıkları işlerin sorumluluğundan kaçış hâli içinde olduğunu görmekteyiz. Karakterin en çok korktuğu iki şey: Bir evlat olarak babaya benzemek, ve onu Canavar'ından kurtardığına inandığı -ki bu bile bir kaçış bahanesi bence- sevgilisi Pera'dan ayrı kalmak. Olay 1910'lu yıllarda geçmektedir. Mekân olarak dört farklı yer bulunmakta: Osmanlı - İstanbul, Fransa - Paris, İspanya - Madrid ve Büyük Britanya - Londra. Olayların büyük bir kısmı ilk iki şehirde geçmektedir. Olay akışı sırasında yazarın, şehirlerin tarihi eserlerine değinmesi, insanlığın evrensel sanat geçmişinin bir hatırlatması gibiydi benim için. Başlıca diğer kahramanlara bakacak olursak ismen: Tevfik Fikret Mösyö Ravel Çirkin Celal Tıfıl Sam (...) Kitapta geçtiği için ben de değinmek istiyorum. Modern sinema tarihinin ilk filmi olan "Arrival of a Train At La Ciotat" Film yaklaşık elli (50) saniye, belgesel tarzda, siyah-beyaz, Fransız yapımıdır. Hep kitaplarla kalmanız dileğiyle.

Birinci KıyametBuğra Gülsoy · İnkılap Kitabevi · 2019496 okunma

·

96 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Semanur Güveli