Gönderi

372 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu inceleme spoiler içeriyor olabilir Platon’un devlet eserinde Sokrates ve bir grup düşünürün iyi ve kötü idealarını tartışmalarıyla başlayan bir ideal devlet analizi yapılmaktadır. İdeal bir devlette bulunması gereken bütün parametreler derninlemesine incelenerek soru-cevap şeklinde ortaya konmuştur. Bu parametreler içerisinde günümüze yansıyan ve devlet düzeni açısından ilgimi en çok çeken iki konu üzerinden analizi gerçekleştirdim. İdeal bir devlet, ilk olarak onu canı pahasına koruyacak ve kaybedecek bir şeyi olmayan muhafızlara ihtiyaç duyar. Bu muhafızlar, Sokrates’e göre -dönemin şartları da göz önüne alındığında- kusursuz bir fiziksel güç ve bunun gerektirdiği eğitime ihtiyaç duyar. Ayrıca, fiziksel gücün getirdiği vahşi ve zorbalık duygularının ülkenin düşmanlarından ziyade halkına yansımaması için titizlikle inşaa edilmiş bir zihin ve ruh yapısı gerekmektedir. Bu da müzik ve müziğin temellerini oluşturduğu bir eğitim sistematiği ile gerçekleşecektir. Müzik, ayrıca -yine dönemin şartları da göz önüne alındığında- sadece muhafız ve savaşçılar için değil, toplumun zihin ve ruh gelişimi için büyük önem arz etmektedir. Dönemin inanışı olan Yunan Tanrı’larından çokça bahseden eserlere büyük eleştirilerde bulunan Sokrates, tanrıların insana özgü kıskançlık, şehvet, korkaklık ve zayıflık gibi aslında tanrısal olamayacak kavramlara sahipmiş gibi gösterilmesinden hoşnut olmamaktadır. Bununla beraber, Sokrates’in Devlet’inde bu eserlere yer verilmeyeceği gibi, bu eserlerin aynı zamanda toplumu zayıflatacağı ve taptıkları varlıkların bile bu denli “aşağılık” durumlara düşebildiği bir ortamda, irade gösteremeyeceğini düşünmektedir. Bu anlayışı günümüze uyarlayacak olursak, sosyal medya ve popüler kültür akımları akıllara gelmektedir. Sosyal medya ve internet dünyası, son zamanlarda özellikle kullanım yaşlarının düşmesi ile beraber, toplumun ve özellikle insanların kişiliklerinin gelişmesi ve değişmesinde önemli bir role sahiptir. Geçmiş yıllarda televizyon bu rolü üstlenirken ulaşımın kolaylığı ve çok geniş bir dünya olması sebebiyle sosyal ve ana akım medya göz önünde bulunmaktadır. Küçük yaşta insanların, özellikle öğrenme ve zihinsel gelişim döneminde oldukları zaman, çevresindekilere karşı hayranlık duygusu ve rol model alma eğilimi üst safhadadır. Eski zamanlarda bu eğilim, aile ve çevre olgusu ile beraber özellikle baba ve yakın akraba/arkadaş üzerine yoğunlaşmışken, günümüz globalleşen dünyasında bu olgu değişim göstermektedir. Küçük yaşlardan itibaren internet, sosyal medya ve ana akım medya (popüler kültür)’ya maruziyet toplumun düşünce dünyasının gelişimini ve dünyaya bakışını şüphesiz değiştirmektedir. Bu değiştirme gücünün, kasıtlı veya kasıtsız olarak, elinde bulunduğu kişilerce art niyetli olarak kullanılması özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin toplumlarını olumsuz etkilemektedir ve etkileyecektir. Sokrates’in de filozofların yönetici olması bahsinde bildirdiği üzere insanlık tarihinin başlangıcından bu yana, “düşünen”, bir şeyleri değiştirme çabasında olan (ideallere sahip) insanlar halk tarafından dışlanmakta ve hor görülmektedir. Bu dışlama ve hor görme durumunun son yıllara özgü olduğu ve yukarıda bahsedilen internet ve ana akım medya unsurlarıyla desteklendiği fikri, Sokrates’in bu bahsi ile çürütülmüş gibi gözükse de, iletişimin ve iletişim öğelerinin bu denli yaygınlaşmasının bu “fikir zorbalığını” çok daha genelgeçer hale getirdiği yadsınamaz bir gerçektir. Öyle ya da böyle, günümüz dünyasında Sokrates’in ideal devletine benzer bir yapıyı oluşturmak için toplumun yozlaşmamış ve sağlıklı zihinlere sahip olması gerekmektedir. Bunun yolu da gelişim çağında maruz kalınan iletişim öğelerinin ve eğitim materyallerinin sıkı bir denetime tabi tutulmasından geçmektedir. Sokratesin ideal devlet tanımındaki bir başka olmazsa olmaz nokta, vatan sevgisidir. Dünya düzeni düşünüldüğünde, savunmasız ve uğruna ölecek savaşçıları olmayan bir ülke ve devlet düşünülemez. Bu bağlamda kitapta Sokrates, “Önce önderleri ve yardımcıları, sonra da bütün şehri şuna inandırmaya çalışacağım; kısaca diyeceğim ki: Biz sizi bazı ilkelere göre yetiştirdik ya, bunlar bir çeşit rüyaydı. Gerçekte siz, silahlarınız bütün eşyalarınızla birlikte yerin altında yetiştiniz, yoğuruldunuz. Toprak, bir ana gibi, iyice büyüttükten sonra yeryüzüne çıkarttı sizi. Üstünde yaşadığınız bu toprak sizleri büyüten, emziren ananızdır. Ona saldıran olursa korumak boynunuzun borcudur. Yurttaşlarınız da aynı toprağın çocukları ve sizin kardeşlerinizdir.” söyleminde bulunmaktadır. Bu söylev bana islam inancındaki “Kâlû belâ”yı hatırlatmaktadır. Kâlû belâ, A'râf suresi 172. ayette bahsedildiği üzere; Allah dünyayı ve varlıkları yaratmadan önce dünyaya gelecek bütün insanların ruhlarını yarattı. Onları ilahî huzurda topladı ve kendilerine, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sordu. Ruhlar da, “Evet, bizim Rabbimiz Sen’sin!” dediler. İslam inancında da vatanı ve toprağı için savaşarak ölen insanlara şehitlik mertebesi ve bu doğrultuda cennet vaadedilmektedir. Günümüz toplumlarında da inanç ve devletlere göre bu inanış farklılıklar gösterse de ülke ve toprak için savaşmak herkes için kutsal atfedilmektedir. Bu kutsallık, devletlerin sürekliliği için hayati öneme sahiptir. Devletin sürekliliği için büyük önem arz eden şehitlik ve vatan sevgisi kavramları zekası ile ön plana çıkmayan, orta kesim olarak nitelendirilebilecek insanları hedeflemelidir. Çünkü bu insanlardan alınabilecek maksimum verim, evlenerek nüfusu arttırmak, mesleklerini icra ederek ekonomiyi sürdürmek ve en önemlisi gerektiğinde askerlik yaparak devleti korumak olarak sağlanabilir. Bu nedenle kesimin gerek din gerek çeşitli eğitim süreçleriyle yetiştirilmesi ve bu bilince sahip olması önemlidir. Özetle, Sokrates’in kurduğu ideal devlette yöneticiler, yöneticilerin eğitimi, halkın eğitimi, aile kurumu ve akraba ilişkiler gibi birçok mekanizma detaylıca irdelenerek dizayn edilmiştir. Bu mekanizmalar içerisinde düzenin ve işleyişin devamlılığını sağlayacak kilit noktalar bireylerin düşünsel yönden iyi yetişmeleri ve vatan sevgisine sahip olarak motive yaşamalarıdır. Bu iki parametrenin insan doğasındaki hangi iç güdüler ile etkileşime girdiği ve neye dayandığını öğrenmek için daha çok felsefe okuması ve düşünsel aktiviteler yapmak gerekir.
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,9bin okunma
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.