Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

592 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Gördüm Seni (Spoiler İçerir!)
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Dili oldukça akıcı ve güzeldi. Yazarın kitabın kurgusunu ustalıkla ele aldığını, ilginç detaylarla süsleyip, birbirine bağladığını rahatlıkla söyleyebilirim. Kitap ilerledikçe birçok karakter isminin seçilmesindeki sebebin birçok yaşanmış olaya, gerçekte yaşamış olan insanlara gönderme yaptığını öğreniyordunuz. Örneğin kitaptaki Ülkü karakterinin isminin sebebini ele alalım. Ülkü’nün “Yakışıklı” adında bir atı vardır. Yakışıklı’yı manejin adamları çalmıştır. Ülkü de atını kurtarmak için tüfeği ile oraya gitmiş, atını kurtarmaya çalışırken çıkış kapısında zor durumda kalmıştı. O anda Selim lüks aracıyla oraya gelmiş, “ne yapıyorsunuz siz, o kız Atatürk’ün manevi kızıdır” diye adamlara bağırmıştır. Araştırdığımızda Atatürk’ün hakikaten Ülkü adında bir manevi kızı olduğunu görüyoruz. Fehmi karakterimiz ise bir öğretmendir. Soyadı kanunu sebebiyle şehre gelmiş, Selim ile karşılaşmıştır. Selim Fehmi’ye hangi soyadını seçeceksin diye sorunca ben soyadı olarak “Kubilay”’ı seçeceğim demiştir. Mustafa Fehmi Kubilay’ı hatırlıyor musunuz? İzmir’in menemen ilçesinde çıkan isyanda, ne yazık ki başı kesilerek şehit edilen Mustafa Fehmi Kubilay’dan bahsediyorum. Atatürk’ün o subay için Menemen’i yakın diye emir verdiği, tarihimizde “Menemen Olayı” olarak geçen olayı hepimiz biliyoruz. Ülkü’nün kardeşi olan 17 yaşındaki İlmiye karakterine gelirsek, o da muhtemelen Sümerlilere olan yoğun ilgisi, tarihe olan merakı sebebiyle kitabın sonunda öğretmen olan ve bizim de Sümerolog olarak tanıdığımız Muazzez İlmiye Çığ’dan esinlenilmiştir diye düşünüyorum. Ancak bu benzerlikler sizi yanıltmasın. Kitaptaki karakterlerin yer aldığı zaman cumhuriyet kurulmasından sonraki dönemde geçse bile belli bir kronolojide ilerlemiyor ve sadece kurgudan ibarettir. Yazarımızın derdi büyük bir aşk hikayesini yazarken, ezberleri bozacak tarihi bilgiler vermek, 2 farklı aile tipini, düşünce yapısını karşılaştırmak ve aynı zamanda Cumhuriyetin kurulmasından sonra oluşabilecek ayaklanma girişimlerine, tehlikelere dikkat çekmektir. Kitabın yazıldığı dönemle ilgili biraz bilgi vermek istiyorum. Kurtuluş savaşından çıkmış, toparlanma sürecinde olan, adeta şehitlerini sonsuzluğa uğurlamış, başları dik ama parasızlıktan kırılırken savaşta insanüstü çaba sağlamış Anadolu halkı ile İstanbul’daki saraylarından, köşklerinden, 7 düvelin düşmanlarını İstanbul’u işgal ettiklerinde bahçelerinden izleyen sosyete erkânının yer aldığı bir dönemden bahsediyoruz. Savaş kazanılmış, yeni kurulan olan cumhuriyetin hayata geçirilirken ki sorunlara, ayağa kalkma çabasına, henüz fazla güçlenmeden cumhuriyeti yıkmaya kararlı içerideki düşmanlara tanıklık ediyoruz. Silahlı savaş bitmiş, cahillikle, din hakkında zerre bilgisi olmayıp adeta din satanlarla, vatan hainleriyle savaş başlamıştı. Böyle bir dönemde geçen, adeta bu kadar çok karşıt denklemin arasına sıkışıp kalmış büyük bir aşk hikayesini anlatmaya çalışacağım size. Selim: Lüks saraylarda, köşklerde yaşayan sadrazam bir babanın oğludur. Bu sadrazam sıradan bir sadrazam değildir. Babası, Kurtuluş savaşı sonrası düşmanlarla iş birliği içerisinde yer alan üst düzey yöneticilerin yer aldığı, tarih kitaplarında “yüzellilikler” olarak geçen ve ülkeden sürgün edilen insanlardan biridir. Detay için aşağıdaki linke bakabilirsiniz. tr.wikipedia.org/wiki/Y%C3%BCzel... Selim, sosyete olarak büyümüş, dışarıdan baktığınızda çok yakışıklı, zengin züppeler gibi giyinen, savaş sonrasının ağır sonuçlarının yaşandığı o yoksulluk, yokluk dönemlerinde günde 2 adet şık kıyafet değiştirebilecek zenginliğe, zeki bir karakter yapısına sahiptir. Sadrazam olan babası yüzünden tam bir Osmanlı aşığı, padişaha sorgusuz bağlı olan, dönemin getirdiği yeniliklerden uzak, klasik ataerkil erkeklerden biridir. Osmanlı’nın geri gelmesini isteyen bu gencimiz, ülke içerisindeki dış ülke ajanlarının yer aldığı toplantılara katılıp, yalanlarına kanmakta, cumhuriyete, Atatürk’e, yeni yasalara, kör bir düşmanlık etmektedir. Hayatı Ülkü’yü bir bakkalda görmesiyle tamamen değişir. Ülkü: Anadolu’nun bağrından kopmuş, babasını ve abisini kurtuluş savaşında şehit vermiş, babasının askeri üniformasını giyen, klasik İstanbul hanımefendilerinden farklı olarak, at binen, silah kullanan, onurlu, en güçlü adam benim diyen adama bile bir sert bakışıyla, kadın gibi kadınım diyebilen, kadın dediğin sadece çocuk bakar, evde kalır diyen kadınlardan olmayan, eğitimli, şuan avcı – toplayıcılı döneminde yaşıyor olsaydık Ülkü, erkeklere muhtaç kalmadan avlanabilecek güce, kudrete, çevikliğiye, zekaya sahip, ataerkil düzende ben kadınım, ben olmazsam dünya var olamaz, çöle döner, bir adım bile ilerleyemezseniz diye bağırabilecek yapıya sahip, Atatürk’ün tarif ettiği Cumhuriyet kadınıdır Ülkü. Onun da hayatı züppe Selim’i görmesiyle değişecektir. Kitap tabi bunlarla sınırlı değildir. İki devrin hikayesi derken aynı zamanda İlmiye ve kardeşi Ali’nin insanlık tarihi derslerinde gördükleri Sümerlilerin tarihinden, Yahudiliğin tarihinden, Hz.İsa’nın aslında siyahi bir tene sahip olduğu iddiası gibi ezber bozan bilgilerden tutun da 1.Dünya savaşını çıkarmak için dönemin Avusturya İmparatorluk prensinin suikastının gerçekleştiren “Kara El” örgütünün detaylarını dahi okuyorsunuz. Ve bu verdiğim örnekler, kitaptaki ilginç bilgilerden sadece bir kaçıdır. Kitabı beğendim. Herkese öneriyorum. İncelemeyi okuduğunuz için teşekkür ederim.
Gör Beni
Gör BeniAkilah Azra Kohen · Everest Yayınları · 202016,8bin okunma
··
296 görüntüleme
Ülkü Acar Ciner okurunun profil resmi
Kimse Yakışıklı'mı kaçıramaz. 🙃
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Spoiler içerir demeyi unuttuk ya :D Kaçıramaz tabi :))
kübra çoban okurunun profil resmi
Ülkü karakterine de değinmek istiyorum. Dönemin kadınlarından farklı olarak demişsiniz. Ancak o dönemin hangi kadın tipi? Anadolu kadını mı İstanbul hanfendisi mi? Ülkü karakteri İstanbul hanfendisinden farklı olarak ata biner silah kullanır, süsü, giydikleri sürüp sürüştürdükleri değil onuru gururu namusu olarak gören Anadolu kadınını temsil eder. Aynı zamanda eğitimlidir de bu da Cumhuriyet'in kadın karakterine uygunluğunu vurgular. Bir şey daha avcı-toplayıcı tabirini kullanmışsınız. Ancak cümlenizi tam olarak anlamış değilim. Okurken kulak tırmalıyor.
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Tekrar okuyunca sizi haklı buldum. Oraları düzenledim. Bakın bakalım olmuş mu?
6 sonraki yanıtı göster
kübra çoban okurunun profil resmi
Öncelikle kaleminize sağlık ancak bir kaç noktaya dikkat çekmeden geçemeyeceğim. Selim karakteri bağnaz ve keskin çıkarım yeteneklerinden yoksun biri değildir. Kitabın başlarında aldığı saray terbiyesi ve mutlak bağlılığı vurgulamasına rağmen kitabın ortalarından itibaren ilginç şekilde doğru soruları sormaya başlar. Ancak kafa karışıklığı yaşadığı yerlerde duyguları ağır basıyor. Örneğin katıldığı gerici toplantılardan birinde tam soru soracakken Picot eline babasının mektubunu sıkıştırır ve soru kafasından uçar gider.
1 önceki yanıtı göster
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Haklısınız. Bağnaz kısmını çıkardım
Şeyda Ocak okurunun profil resmi
En sevdiklerim kitaplardan biridir. Elinize sağlık ~ :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.