Aşk, karanlık bir ‘şey’dir.
İnsan bile aşk kadar karanlık değildir,
insanın gecesi olan anılar bile
hiçbir anıya yakıştıramadığımız hayvanlar bile
öyle masum kalır ki aşkın yanında:
“Rain Dogs” koyu kahveyle iyi gider
“Rain Cats” bugünlerde kezzapla
aşkı neyle denersen dene
ölümle iyi gider yalnızca
Kimse gecesinden bir aşk bağışlamaz
kimsenin kelimeler kuyusu olan kalbinde de toplanmaz aşk
kimsenin kederinden çalınmaz
ve ödünç de alınmaz kimsenin yağmurundan…
Aşk karanlığını bağışlar insana
kalbini sen toplarsın ona
kederi sen yakıştırırsın
ve sendeki yağmuru paylaştırırsın
kimin gözyaşından kaldıysa
Aşk bazen de onun yerine söylenir
herkesin bildiği şeyleri üstelik
ilk defa gibi: Aşkı dünyadan
getirir insan birine bakarak değil,
öyle büyük olmalı ki aşk, karanlığından da fazla,
‘sende aşk yokmuş’ dememeli kimse kimseye
‘aşk kalmamış dünyada’ demeli, ‘suç bende değil’
‘yoksa ben de âşık olmak isterdim sana, ama yok,
yok ki aşk dünyada ben nerden getireyim? ’