Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

255 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Haklı olduysam, hiçbir pişmanlığım yoktur; yanlışlık yaptıysam bunun bedelini ödemeye hazırım." "Gün ortasında karanlık" (“Gözqamaşdırıcı Zülmət”). İlk olarak dikkatimi çeken ismi oldu kitabın ve nedense sıkıcı bir okuma olacağını düşündüm. Tam aksine yazarın dili çok akıcı, hiç sıkılmıyorsunuz okurken. Konu itibariyle zor bir konusu olsa da. Arthur Koestler çok okunmamış bir yazar anladığım kadarıyla, ama oldukça başarılı kalemi var bence. Macar asıllı yazar bununla beraber aktif olarak siyasetle de ilgili olmuş ve ünlü İngiliz anti-komünistlerinden biri olmuştur. Ki bunu zaten kitaplarının konusunda da göre biliyoruz. Bu kitabını da 1938-de yazmaya başlamış ama maalesef hapiste bitirmek zorunda kalmıştır. Orwell yazarın kitaplarını çok beğenmiş ve hatta bu kitabını "totalitarizm hakkında yazılmış benzersiz bir roman" diye belirtmiştir. Kitap tarihte de çok konuşulan 1936-1938 yılları arasındaki Stalinin rehberlik ettiği "Büyük temizlik" ten bahsediyor ve siyasi analizler yaparak çok derin bilgiler veriyor. Partinin kendi içindeki muhalif düşünceleri ve sonuçlarını anlatıyor. Aslında isim vermiyor yazar, biz sadece "1 Numara" lakaplı Parti lideri olarak görüyoruz kitap boyunca onu. Kahramanımız Rubashov da ani bir baskınla tutuklanıyor ve 3 hafta sürecek zor bir sorgulanması sürecine götürülüyor. Rubashov zaten bunu bekliyordu, hatta uykularında bile tutuklanmasını defalarca görmüştü. Ama o malum sonu bir türlü göremiyordu, gerçekte yaşayarak öğreniyor zaten... Çünkü o yapmaması gereken bir şey yapmıştı, iktidarın yanlışlarını görmüştü; ufak hesap hataları yüzünden kurşuna dizilen işçileri, açlıktan ölen köylüleri görmüştü. Ve sadece bununla kalmayıp artık partinin kendi amacından çıktığını görünce karşı devrimi savunanların tarafına geçmiştir. Tabi ki bu yalnızca onun kendisine zarar vermiyor, bu yolda ona eşlik eden kaç kişinin de ölümüne sebep oluyor. Hapiste olduğu zamanlarda her birinin vicdan azabını yeteri kadar çekiyor ama bunun boşuna olduğunun kendisi de farkında. Rubashovun sorgulamasını ilk olarak kendisinin geçmişte çok iyi tanıdığı İvanov üstlenir. Ama ilerleyen zamanda duygusal yaklaşmanın karşısını almak adına sorgulama Gletkin tarafından devralınır. Tutukluya hiç bir işkence yapılmıyor sonuna kadar, sadece baskılar, uykusuzluk yüzünden Rubashov kendi işlemediği tüm suçları kabul ediyor. Hatta kendisini savunmak için avukat bile talep etmiyor, ki bu da zaten son değişmeyeceği için fark etmez nasıl olsa.. "Sessizce ölüme git!" emrine uyarak gider sonuna. Rubashov için eğer seçtiği yol doğruysa ölüm bile güzeldir, bunu kendi yazılarında da defalarca vurgulamıştır zaten. Bunun için pişmanlık duymuyor aslında, ama her insan kendi sonuna doğru yaklaşırken bir burukluk içinde kalıyor ve diğer insanları düşününce belki de "başka türlü ola bilirdi" diyor muhakkak. Kitabın isminin de çok derin anlamı var. Sorgulanma süreci boyunca artık Rubashov için günün hangi vakti olduğunun bir önemi yok. Hapiste olan bir mahkum için zaman kavramı diğer insanlar gibi değil elbette. Hatta yan koğuştaki bir mahkum artık yılları saymayı unutmuş ve Rubashovun yerinde olmayı bile istiyor.. Yazarın yarattığı karakterde biz onun kendisini görüyoruz ve kendi hapis dönemindeki düşüncelerini okuyoruz bir bakıma. Kitap çok duygu yüklü; çaresizlik, vicdan azabı, umutsuzluk her şeyi yaşıyor insan okurken. Çok beğendiğim bir kitap ve yazar oldu. Keyifli okumalar dilerim...
Gün Ortasında Karanlık
Gün Ortasında KaranlıkArthur Koestler · İletişim Yayınevi · 2019416 okunma
··
591 görüntüleme
Uğur ibiş okurunun profil resmi
Güzel paylaşım teşekkürler 👏👏
Röya Abraham okurunun profil resmi
Rica ederim, ben teşekkür ederim okuduğunuz için )
Uğur ibiş okurunun profil resmi
Evet sonuna kadar okudum ve kitap hakkında iyi bir şekilde bilgi edinmemi sağladı 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.