Öyle zannediyorum ki, Körlük’ten sonra hemen ele alınan bir kitaptır Görmek. Çünkü Görmek, Körlük’ün devamı niteliğinde sayılır. İçinde geçen olaylar Körlükten 4 yıl sonra yaşanmıştır. Körlük’te gördüğümüz bazı karakterleri bu kitapta da görürüz. Her ne kadar bu kitaplar seri olarak görülse de, bunları aslında nehir kitap olarak yorumlamak daha
"Sanılanın aksine, dikiz aynası sadece arkadan gelen araçları kontrol etmeye yaramaz, aynı zamanda yolcuların ruhlarını görmeye de yarar, bahse girerim bunu hiç düşünmemişsinizdir."
“İnsanlar kötülüğe akın akın gider,
Kolay ulaşır ona.
Yolu düz, yeri yakındır kötülüğün.
İyiliğin önüneyse, alın teri koymuş Tanrılar.”
Kitap incelemesine başlamadan evvel, kitabın çevirisinden ve çevirmenlerinden bahsetmek gerekiyor. Çeviri iyi olmuş deyip, bir cümleyle geçmek haksızlık olurdu. Kitabı okumaya başlamadan önce, mutlaka önsözü
''Ve eğer iyi davranmazsan, günah kapıda pusuya yatmıştır ve onun istediği sensin; fakat sen ona hükmedeceksin.''
Kitabın ilk sayfalarını okumaya başlayınca, kendimi bir an için İnce Memed'i okuyormuşum gibi hissettim. Böyle hissetmemin sebebi, Steinbeck'in ve Yaşar Kemal'in yaşamış oldukları yerleri benzer tasvirlerle bize sunmalarıdır. İnce
''Her şeyin değişimle meydana geldiğini durmadan gözle; evrenin doğasının en sevdiği şeyin var olanı değiştirmek ve ona benzer yeni şeyler yapmak olduğunu düşünmeye alış. Çünkü var olan her şey bir bakıma olacak olanın tohumudur.''