Gönderi

Mektupları Yakıyorum
Bir yangın başlattım ben; bıktığımdan artık eski mektupların beyaz renkli yumrukları ve öldüren gevezeliğinden çöp kutusuna epey yaklaştığımda. Benim bilmediğim neyi biliyorlardı ki sanki? Kaçak bir araba gibi pak su sevdasının sırıtarak uzaklaşmasıyla tüm kum taneleri tek tek gözler önüne serildi Ben hilekâr değilim. Aşktan, bıktım artık aşktan İçinde nefret taşıyan karton kutulardan, tutkalın renginden ambalajlardan Aptal, kırmızı ceketli adamların gözlerine ve posta damgalarının tarihlerine bakmaktan. Bu yangın can yakabilir ya da sönebilir bir anda; fakat acımasızdır daima Bir gözlük kabını açabilir parmaklarım -Kırık ve bozuk, dokunma- yazıyor olmasına rağmen üzerinde. İşte yazıma uygun bir son. Eğilen, korkuyla diz çöken dinç kancalar ve gülümsemeler, gülümsemeler En azından güzel bir yer olacak artık, tavan arası. Yüzeyin altında oltaya takılmış, tek bir gözüyle yakamozları seyreden bir bu arzu, bir o arzu arasındaki kutup bölgesinde dolaşıp duran ahmak bir balık olmayacağım en azından. Bu yüzden, uçuracağım yaşlı kuşları evimden Daha güzel onlar benim vücutsuz baykuşumdan. Yükselip uçarak kör gözleriyle avutuyorlar beni. Havada çırpınırlarken siyah ve parıldayan kömür melekleri gibi görünüyorlar Ve söyleyecekleri hiçbir şeyleri yok biri dışında kimseye. Şahit oldum buna ben. Bir tırmığın arkasıyla insan kokan o mektupları tanelerine ayırdım Yelpaze gibi serdim onları Çivit, tuhaf rüyalarda ve Bir cenin içinde varlığını sürdüren Sarı marullar ve Alman lahanalarının ortasına Ve siyah kenarlarıyla bir isim Çürüyor ayakuçlarımda Salep çiçeği Köklerin ve usanmışlığın, solgun gözlerin ve rugan seslerin yuvasında duruyor! Ilık yağmur yalnızca saçlarımı yağlandırıyor, söndürmüyor hiçbir şeyi. Ağaçlar gibi alev alıyor damarlarım. Köpekler dışkılamaya devam ediyorlar. Böyle bir şey işte bu. Bilindik bir patlama ve yırtılmış bir poşetten sızıp hiç durmayan bir feryat Ölü bir gözüyle, Tıkanmış ifadeleriyle durmaksızın devam ediyor Anlatıyor bulut parçacıklarına, yapraklara, suya ölümsüzlüğün ne olduğunu Havayı boyayarak. Ölümsüzlük işte bu.
Sylvia Plath
Sylvia Plath
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.