Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Eğer bu kitap üzerine bir iki kelam etmezsem, yaşadığım onca şeye, yıllardır sıkılmadan bağıra çağıra insanlara anlattığım, uğruna savaşlar verebileceğim davama hakaret etmiş olacağım. Antabus aslında Türkiye'de oldukça alışık olduğumuz bir durum üzerine yazılmış kısa bir roman. Çalıştığı tekstil atölyesinde patronu tarafından tecavüze uğramış, sonra kendisinden yaşça büyük bir adama resmen satılmış, her gün dayak yiyen gencecik bir kadının hikayesini okuyoruz kitapta. Kendi olamamış, hiçbir zaman arzu ettiği hayatı yaşayamamış bir kadının hikayesini. "Ben, Osman kızı Leyla, Remzi'nin karısı Leyla oldum. Bana sorsalar, sadece Leyla olmak isterdim. Leyla'yla Mecnun bile değil, düz Leyla." Syf. 37 Belki kitapta yaşanan olaylar tamamen kurgu, belki karakterlerin hiçbiri gerçek hayatta var olmadı. Ama ben biliyorum ki, ve biz biliyoruz ki Türkiye'de her gün yüzlerce kadın tecavüze uğruyor, sevmedikleri, istemedikleri adamlarla evlendiriliyor, hatta satılıyor. Her gece kapalı kapıların ardından o kadınların çığlıkları geliyor. Peki ya biz ne yapıyoruz? İki hüzünlü laf edip tıpış tıpış yatağımıza dönüyoruz. "Seyredenler hep olur. Sokakta adam, Allah yarattı demeyip bir tane vurunca, akraba düğünlerinde azarlarken, evde dayak yerken bile... Gerçi benim adam konu komşuya rezil olmayalım diye perdeleri örter, sonra vurur. Ama bilirim, en azından sesleri duyarlar. Duyarsınız, görürsünüz, üzülürsünüz. Ne de olsa siz de bir kalp taşıyorsunuz. Belki gece yatarken kocanıza-karınıza, 'adam da Leyla'ya ne zulmediyor, vallahi içim parçalandı' diye dertlenir, benim kaşım gözüm paralanırken parçalanan içiniz için merhamet toplarsınız. Aileniz de anlar ki siz çok insaniyetli insansınız. Sonra da insaniyetli insaniyetli zıbarır uyursunuz." Syf. 16 "Patırtımızdan bütün apartman kapıya dizilmiş. Bar bar bağırıyorum "ben bu adamı karakola şikayet edeceğim, yıllardır beni dövüyor, gelin şahitlik edin" diye ağlıyorum. Birisi dedi ki, "kızım kocandır" kapıyı kapattı. Öbürü dedi ki "çocuğunu düşün" kapıyı kapattı. Beriki dedi ki "olur böyle şeyler karı koca arasında" kapıyı kapattı." syf. 45 Kocasıdır, sever de döver de... Tanrım, bu cümle içimi öyle çok acıtıyor ki! Kitabı okurken tutamadım kendimi, ağladım defalarca. Bu kadar olay yaşanırken elimizden ne geliyor? Hiçbir şey. İşte beni asıl kahreden şey bu. Elimden hiçbir şey gelmiyor olması. anitsayac.com 2008'de oluşturulmuş, bugüne kadar şiddetten öldürülen kadınlar için dijital bir anıt (sitede ismi geçen kadınlar sadece resmi olarak açıklananlar, üzeri örtülmüş yüzlerce cinayet daha var). Sitedeki verilere göre 2020 Ocak ayından şu ana kadar 72 kadın öldürüldü. 72 can! Sadece 5 ayda. 2019'da ise 411 kadın. Dört yüz on bir masum kadın. Ne büyük bir acı, değil mi? Bunun bedelini kim ödeyecek? Kimse. Bu ataerkil sistem değişmediği sürece, bizler "aman başımız belaya girmesin" düşüncesiyle gözlerimizin önünde yaşanan bu zulme sessiz kalmaya devam ettiğimiz sürece kimse ödemeyecek bunun bedelini. Küçücük çocuklar, "anne lütfen ölme" diye ağlamaya devam edecek. Kadınlar, "ölmek istemiyorum" diyerek devletten, bizden yardım istemeye devam edecekler. Peki ya bizler ne yapacağız? Sosyal medya hesaplarımızdan paylaşacağız, çok üzüldük diyeceğiz. Ya sonra? O kadın, o acıdığın kadın öldürüldüğünde ne olacak? Yine paylaşacağız, yine bu son olsun diyeceğiz. Ama olmayacak. Ne yazık ki son olmayacak. Lütfen, lütfen susmayalım artık. Geçmişi düzeltebilmek mümkün değil. Kaybolan o hayatları geri getiremeyiz. Ama güzel bir gelecek inşa edebilme şansına sahibiz. Başta kendimiz olmak üzere çocuklarımızı, kardeşlerimizi, çevremizdekileri eğitebiliriz. Bu sefer sessiz kalmayın. Bu sefer bir çocuğu annesiz bırakmayın. Bu sefer bir annenin "çok acı çekmiştir kızım, keşke kurşunla öldürselerdi" feryatlarını dinlemeyin. Her şey bizim elimizde. Tepkimizi gösterelim, susmayalım. Geceleri ölürüm korkusuyla uyuyamamanın ne demek olduğunu bilemeyiz, kimsenin bilmesine müsade etmeyelim. Ümit ediyorum, bir gün çok daha güzel bir dünyada yaşayacağız. O zamana dek, sağlıcakla kalın.
 Antabus
 AntabusSeray Şahiner · Everest Yayınları · 20193,539 okunma
··
60 görüntüleme
Earthling okurunun profil resmi
Medine Torun
Medine Torun
"işim yok, çocuklarım için ayrılamam.." gibi sözler bahane değil kapı gibi birer sebeptir. Bilmediğiniz, yaşamadığınız her konu hakkında ne de kolay atıp tutuyorsunuz. İstiyorsunuz ki bu sistem kadını ezip cılkını çıkartsın ama kadın yine de gururlu bir şekilde valizini alıp evden çıksın ilk şiddette. Hangi dünya bu ya biz bilmiyoruz!? Evden çıktığı an tecavüze uğrayacak olan da kadın..sığınma evine gitse oranın adresi kocasına verilecek olan da kadın..dul olduğu için kolay av olarak görülecek olan da kadın..Kadınlara yardım ediliyormuş da kadınlar kıymet bilmezmiş. Geçin bu işleri. Kadınlar o yardımın nereye kadar gideceğini, ardından neler yaşayacaklarını, tek başına ya da çocuklarıyla ortada kaldıklarında başlarına gelebilecekleri çok iyi biliyorlar. Kötüler arasından daha az kötü olanı seçip evde kalıyorlar. Çünkü evin dışı tam bir açık av sahası. Kadınları neyi tercih ederlerse etsinler suçlamamayı öğreneceksiniz. Kadın hem şiddet görüyor hem de şiddetten kurtulamadiği için suçlanıyor şaka mısınız siz ya! Bir suçlu arıyorsanız dönün sisteme bakın ve o sistemin diliyle konuşmaktan vazgeçin.
nur okurunun profil resmi
İncelemeyi iki defa okudum ama bunu neye istinaden yazdığınızı anlayabilmiş değilim. Rica etsem biraz daha açıklayıcı olabilir misiniz? Teşekkür ederim şimdiden.
3 sonraki yanıtı göster
Medine okurunun profil resmi
Yazdıklarınızın hepsine katılmakla birlikte işin başka yüzünden bahsetmeden edemeyeceğim. O da şu; belirttiğiniz gibi yardım istediğinde kimsenin yüzüne bakmadığı kadınlar olduğu kadar belalı kocasından ayrılsın diye ona destek olan insanlara aldırış etmeden birtakım saçma bahanelere sığınarak ( işim yok, çocuklarım için ayrılamam gibi) kocasının zulmüne ses çıkarmayan kadınlar da var. Ve sokaktaki adam kadına şiddet uyguladığı için polise haber verildiğinde kadın adamdan şikayetçi olmak şöyledursun " kocamdır, hem sever hem döver" diyenler var ve sırf böyle kadınlar yüzünden bir dahaki benzer olayda polise şikayet etmeyen insanlar var.
nur okurunun profil resmi
Bunu önlemenin yolu da kuşkusuz eğitimden geçiyor. "Kocamdır sever de, döver de" diyen kadınlara baktığımızda ne yazık ki düzgün bir eğitim göremiyoruz. Aileden gelen eğitim de bu şekilde olunca işleyen ataerkil sistem çarkının bir parçası oluyorlar. Okuyan, düşünen, araştıran, ekonomik özgürlüğü olan hiçbir kadının bu tarz cümleler kurduğuna şahit olmadım. İstediğimiz ütopyaya ulaşmak istiyorsak okumalıyız. Çok fazla okumalı, düşünmeli, gezmeli, görmeli, çalışmalıyız. Sevgilerimle :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Y. Z. G okurunun profil resmi
Yazdıklarınıza kısmen katılıyorum. Ben şiddete tamamen de karşıyım. Ama kadınlar eğitimli ve çalışan üreten bir birey olarak kendi ayakları üzerinde duracak. İstemediği bir adamı çocukları için olsa da "Yanlış biriyle olmaktansa yalnız olmak daha iyi" diyerek terk etmelidir. Ben ceketimi alıp çıktım evden ve yeniden ev kurdum. Çöp almadım, ev ve arabayı bıraktım. İnsanlar evliliğin mal, mülk ve eşyadan ibaret olmadığını anlamaları gerekir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.