Arzu ile kişiye "sorgulayarak ve meydan okuyarak" dünyasının değiştirilmesi "telkin" edilir. Fantezide ise, "tatmin edici cevaplar bulunarak" kişinin yaşadığı dünyadan"olduğu gibi hoşnut olması" telkin edilmektedir. Arzu ve fantezi arasında bir denge kurulması gerekir. Kişi kendini fazlasıyla arzu ederken buluyorsa, "kendini ezen sosyal düzen karşıtı bir ayaklanma" ihtimali doğacaktır. Diğer yandan, eğer fazla düş kuruluyor ise, kişi kendini "bu düzenin ebediliğine etkin bir biçimde bağlamak çabasından" vazgeçecektir (McGowan, 2007: 127-128).