Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Cami Baykurt’tan söz etmem de gerekiyor. Benim kendisiyle tanışmam 1947 yılma rastlar. Arkadaşlığımız, benim iş için İstanbul’ dan ayrılıp 1949’da Doğu’ya gidişim ve Cami Beyin de kısa bir süre sonra ölmesi nedeniyle ne yazık ki uzun sürememiştir. Tanıştığımız dönemde rahmetlinin sağ eli tutmuyordu ve sağlığı yazı yazmasına elverişli değildi. O döneminde yazılarını söyleyip yazdırtıyordu. Bu işi de genellikle rahmetli Fehmi Yazıcı yapıyordu. Fehmi Yazıcı’dan önce Cami Baykurt, anılarını Roma elçiliği sırasında, Baykurt’un elçilik başkâtipliğini yapan Sami Beye yazdırtıyordu. Bu anılarının Balkan Savaşı (1912) sonuna kadar olan bölümünü 1948’de yazdırtmış bulunuyordu. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu tarihten sonra ilişkimizi sürdüremedik. Anılarını bitirip bitirmediğini bilmiyoruz. Ancak şimdi oğlu Vedat Baykurt beyden aldığımız özel bilgiden anılarını olduğu gibi Türk Tarih Kurumu’na verdiklerini öğrendik. Türk Tarih Kurumu’ndaki anılar da 1913 yılma kadardır. Oysa Cami Beyin Türkiye tarihindeki önemi 1919-1920’lere aittir.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.