Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
SUNA
Kimim ben? Çocukluğumda bana öğretilen “Kızlar pembe giyer. Kızlar öyle bacak bacak üstüne atmaz. Kızlar bebeklerle oynar. Kızlar ailesinde abisine, babasına hizmet eder evlenince kocasına. Kızlar sesli gülmez. Kızlar...” diye giden binlerce yasağın ve sorumluluğun öğretildiği, doğup büyüyüp, evlenip doğurup sonra da bir köşesine çekilecek olan kadın mıyım? Böyle olmak zorunda mıyım? Çocuk doğurmak zorunda mıyım? Ya da anne olmak zorunda mıyım? Peki ya erkekler? İyi aile babası olmak, bütün gün çalışıp ailesi için daha çok, daha çok para kazanmak zorunda mı? En önemlisi ise kadın ya da erkek, bize öğretilen hatta dayatılan kadın ve erkek rollerini üstlenmek zorunda mıyız? Ölü Erkek Kuşlar zihnin akışı tekniğiyle, zamanda gelgitleriyle okurken birazcık zorlasa da insanı içine alıyor ilk satırdan itibaren. Bu toplumun yetiştirdiği bir kadın Suna. Binlerce yasakla bu toplumun eğip büktüğü, boyun eğen kadın öğretileri ile yetişmiş Suna’nın içindeki Su’yu. Na ise Suna’nın olmak istediği, özgürlüğünün peşindeki asi ve anlaşılmaz kadın. Bir kadın iki ayrı karakter Suna. Aşkı, sevgisi, hayata bakışı, var olma çabası ile okuyan her kadın bir parçasını bulacak onda. Suna ve hayatına giren üç erkeğin hayatını okurken bir yandan toplumsal cinsiyeti, kadın erkek ilişkilerinde bize öğretilen ve doğru sandığımız davranışları, birçok insan için yanlış gelse de “Bir kalbe kaç kişi sığar?” fikrini okuyoruz. Karakterlerin hepsini çocukluğundan getirdiği yaraları ile öğreniyoruz. Suna’yı bugüne getiren şartları, içinde kopan fırtınaları derinliği çok ama çok olan satırlarla öğreniyoruz. Her karaktere hak verdim, kızamadım. İnsan olmak her zaman erdemli ve en doğrusunu yapabilen olmak demek değil. Hatalarımız, peşinde koştuğumuz arzularımız bizi bir trajediye sürüklüyor olabilir. Hayatımıza giren biri sonraları çok başka bir yerden dokunabilir bize. Birbirlerimizin hayatlarından geçerken herkes herkese bir şeyler öğretir. Dokunduğu hayatta bir iz bırakır. Ayhan ve Onur’un Suna’ya kattıkları, Suna’nın onlarda bıraktığı izler. Hepsi gerçek ve okuması dimağda çok farklı bir lezzet bırakan bir roman Ölü Erkek Kuşlar. İnci Aral’ın ilk romanı olan bu kitap 1991 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü’nü almış. Yazardan okuduğum ilk kitaptı ve KESİNLİKLE son olmayacak. instagram.com/p/CALdYlXpJ55/?...
Ölü Erkek Kuşlar
Ölü Erkek Kuşlarİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2019945 okunma
··
238 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.