Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

428 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
UNUTULMUŞ BİNLERCE KATLİAMDAN BİRİ
Anneannesi tarafından Edeköy'lü olan yazarın kendi ifadesiyle "Anneannem Nigar Kocaman, kış geceleri soba başındaki uzun aile sohbetlerinde doğum yeri Edeköy'den bahsederdi. Dedesi Hacı Mehmet Ağa'nın, halaları Nigar ve Şaziye'nin, ailemizden daha bir çok kişinin 'kesildiğini' söylerdi." diyerek kitabın konusuna giren yazar için bir tesadüf eseri bir kitapçıda rastladığı Genel Kurmay Askeri Tarih Belgeleri Dergisi'nde yer alan bir raporda "Edeköy'deki Bulgar Zulmü"nden yüzeysel de olsa bahsetmesi ile aile anlatımı ve somut gerçekliği kafasında uyuşturarak bu kitabı yazma macerası başlıyor. Meriç'in doğu kıyısında kurulu olan ve varlığı 14.Yüzyıla kadar uzanan Edeköy'ün Meriç'in hemen batı kıyısındaki Sofulu Kasabası'nda yaşayan rumlar tarafından nasıl katliama maruz kaldıkları kitabın ana konusu. Bu katliamı uzun uzun anlatan yazar bununla birlikte 1.Balkan Harbi'nde ordunun hızla bozulması, düştüğü harap durum ile bütün Türklerin uğradığı soykırımı da uzun uzun anlatıyor. Kitabı 156 adet görsel ile destekleyen yazar, bu görseller sayesinde kafanızda o günleri somutlaştırıyor. Beş yüzyıl Türk hakimiyetinde Türklerle kardeşçe geçinen gayri müslim halkın, devletin ilk sendelemesi anında nasıl da kudurmuş kurda döndüğünü somut olarak gözler önüne seriyor. Katliamı yapanların kendi çobanları, hizmetkarları, arkadaşları olduğunu anlatıyor. Kelimenin tam anlamı ile insanların kesilmesinin yanında kadınların önce tecavüze uğraması, sonra kesilmesi ve çok güzel olan kadınların bulgar askerlerince Bulgaristan'a götürülmeleri de somut olarak anlatılıyor. Edeköy katliamı yanında bütün Makedonya ve Trakya'da yaşanan katliamlardan da uzun uzun bahsediliyor. Yazar, rum ve bulgarların katliam başta olmak üzere her türlü zulmüne karşı gayrimüslim halkın ve din adamlarının tamamının sessiz kalmadığını, bir kısmının bunları engellemeye çalıştığını da belirtiyor. Bunu belirtirken çok usta bir şekilde sadece iki din adamı ile bir köyün savunmasız Müslüman Türkleri korumaya çalıştığını, kalan hıristiyanların ya katliama katıldığını ya da sessiz kaldığını hatırımızdan çıkarmamamızı sağlıyor. Edeköy ve diğer Türk yerleşim yerlerini katliama tabi tutanların çoğunluğunu oluşturan rumların 2.Balkan Harbi'nde bu defa Bulgarların zulmüne nasıl uğradığını görselleri ile bize gösteren yazar bize "etme bulma dünyası" demek istiyor. Türkiye'de de okuyucu kitlesi olan Dido Sotiriyu'nun bir kitabında Edeköy Katliamını gerçekleştiren rumları "Spartacus"e benzettiğini üzülerek belirten yazar bu yazarın kitaplarını bilinçsizce okuyanlara alttan alta sitem ediyor. Özel olarak kökeni Balkanlara uzanan herkesin ve tüm Trakyalıların, genel olarak ise her insanımızın okuması ve anlaması gereken bir kitap. Kitabı sadece okumak bize edebi açıdan bir şeyler katabilir ama anlayarak okursak geleceğimize dair dersler de çıkarabiliriz. İyi okumalar...
Balkan Savaşları’nda Trakya
Balkan Savaşları’nda TrakyaAtakan Sevgi · Ceren Yayıncılık · 201818 okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.