Hasan Sabbah; kurmuş olduğu suikast örgütü ile tarihte kendisine önemli bir yer edinen, Şii mezhebinin İsmâilîlik kolunda bulunan gizemli lider. Hakkında bir çok hikaye var ve bu hikayelerin bir çoğu gerçek dışı. Bunlardan biriside şu:
- "Cennetin anahtarı elinde ve bu anahtarla istediği kişiyi cennete sokma yetkisine sahip bir peygamber. Ve beklenilen Mehdi."
Müritlerine kendisini böyle tanıtıyor. Kalesinin arkasında renk renk çiçeklerle ve sırça köşklerle dolu bir bahçe, içinde köle pazarlarından getirttiği cariyeler, müritlerine anlattığı hikayelerin ardından içirdiği, hatta onlara" haşhaşiler" diye hitap etmemize ilham olan, o dönem için epey gizemli bir ot. Bunlar birleştiğinde bahçeler cennete, cariyeler hurilere, müritler cennete layık fedailere dönüşüyor. Bu entrikaların başlıca en mühim nedeni, dönemin dünyasına hükmeden Büyük Selçuklu İmparatorluğunu yıkmak. Bu olay örgüsü üzerinde geçen muhteşem bir tarihi roman. Kurgu olduğu unutulmadan okunmalı ama. Sayfa sayısına kıyasla hiç bir sıkıcılığı yok. Mezhep çatışmaları, din üzerinden siyasetin sonuçları, insanların maddi manevi duyguları üzerinden yapılan siyasetin sonuçları, sorgulamadan yaşayan insanların dünyaya verdikleri zarar... Dahası uzar gider, içinde okurken hayata dair bir çok şey elde edeceğiniz, her yönüyle okunması gereken bir eser. İyi okumalar...
