Selamlar...
Bazı kitaplar vardır, kutsal kitaplardan daha açıklayıcıdır. İnancı geçerli temellere dayandırır. Aklın ve bilimin ışığında açıklar. Malum din, ispatlanamayan efsanelerden, boş inançlardan, kulaktan dolma birçok masallarla devam ettirdiğimiz bir soru işareti.
Philip Pullman şöyle söylemiş kitap için: "Tanrı Yanılgısı, usta Dawkins'in bütün berraklığı ve zarafeti ile yazılmıştır. Çok iyi, aslında yetişkinler olduğu kadar çocuklar da bu kitabı okumayı hak ediyor. Özellikle de "inançlı" okullarda."
Sonuna kadar katılıyorum. Neden belli bir kalıbın içine dahil edilmeye çalışıyoruz?. Neden sorgulayamıyoruz? Neden inanç özgürlüğü olan bireyler yetiştiremiyoruz.? Hep bir kalıp içerisinde yaşıyoruz. Temeli yok. Birçoğunun aslı astarı yok. Zeki, okuyan bir nesil yetiştirmek istiyoruz ama kitap bu inanmalısın diyoruz. Lakin zorlama yok diye devam ediyoruz. Sonra kocaman bir amamız var.... Kitabın koyduğu kuralların dışına çıkarsan da günahlar kapı açıyor. Ardından yanıyoruz, helak oluyoruz. Ama her ne olursa olsun Tanrı bizi seviyor. Bugün birisi çıkıp karşıma bunları söylese sanırım gülerim. Dawkins eğer inanç temeline dayanmasak yine de iyi ve ahlaklı hayatımızı tamamlar mıyız sorusuna da cevap aramış kitapta.
Ben dinler silinip gitse de yine de aynı salt iyiliği içimde barındırdığımı düşünüyorum. Din için iyi değilim, ya da ahlaklı... Korkularımız aslında tam da bu uçurum da başlıyor. Birçok insana sorun. Din olmazsa herkes suç işler mantığını duyarsınız. Ya da duymuşsunuzdur. Gerçekten böyle mi? Hayır değil bu bile bir genelleme.
Umarım inançlarını sorgulayabilcek olan okuyucular tarafından okunur. Hayatınıza yön verebilecek, soru işaretlerinizi giderebilecek bir baş yapıttı benim için. Yeni kitaplarıyla buluşalım arkadaşlar...