Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Turancı-Türkçü öğrenciler hareketlerini milliyetçilikle ifade ediyorlardı. Bu liseli gençler örgütlenmelerini şöyle bir efsane ile anlatıyorlardı: ideologları Avni Motun adında bir doktormuş. On on beş kadar lise öğrencisini etrafına alarak onları bu fikirlere göre yetiştirmiş, bir de kitap yazmış, bu öğrencilerine vermiş. Allah bu doktora kısa ömür vermiş çok genç bir yaşta ölmüş... Ama çok çalışkan bir kişi olan bu doktor ideolojisini anlatan kitaptan başka, sayısız makaleler de yazmış; bu makaleleri de öğrencilerine bırakmış. Irkçılık konusunda öğrencilerin yayınladıkları yazılar da bu Avni Motun’un yazıları imiş. Avni Motun’un tavsiyesine uyarak bu liseli gençler, tarihte de Ziya Gökalp’ı kendilerine önder alıyorlarmış. Rahmetli Lütfi Erişçi Ziya Gökalp’ın ırkçılıkla bir ilişkisi olmadığını, üstelik, ırkçılığa karşı olduğunu belgelerle ortaya koyan bir yazıyı 1940 yıllarında Ses Dergisi’nde yayınladı. Irkçı-Turancı-Türkçüler Necip Ali Küçüka imzalı tehditlerle dolu bir yazı ile Lütfi Erişçi’ye cevap verdiler. Necip Ali Küçüka ünlü «İstiklâl Mahkemeleri »nin Savcısıdır, İstiklâl Mahkemeleri Kanunu yürürlüktedir. Ama hükümet bu kanunu uygulamamaktadır. İstiklâl Mahkemelerinin yargılama niteliğini Hüseyin Cahit Yalçın’ın «bu mahkemenin hakimi olmaktansa mahkûmu olmayı tercih ederim» cümlesi çok iyi bir şekilde açıklamaktadır.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.