Gönderi

Zihnimde Takılı Kalan Şeyler...
İnsan bir kere kaybolmaya başladımı bütünüyle kaybolmak istiyor. Nasıl olsa artık isteseler de bulamazlar beni. Henüz duygularımı kontrol etmeyi öğrenemedim yüzüme bakınca insanların yüzünde bir üzüntü duygusu belirirdi. Belki de bir acımaydı bana üzüntü gibi gelen. Yüzümden okunuyor olmalı bir şeyler yazdıklarımdan okunamasa bile birilerinin bir şeyler sezdiğinin farkındaydım. İstemeden bir şeylere dahil ediliyor bir şeylerden çıkarılıyordum, mesela gözden saçmalama. Kimsesiz berduşlar gibi yürürdüm sokaklarda bütün hayvanlar krallarını selamlardı insanlar anlamazdı. Her gece penceremde birkaç kedi iki tane sinek odanın içinde, birkaç kitap çekmeceler basamaklar onlarında bir beklentisi olmalıydı muhakkak, bir şeyler bekliyor olmalı benden. Yoksa bunca zaman benim beklediğim gibi neden okunmayı bekleyesin ki kitaplar... Bekleyesi gelmiştir belki ya da buna benzer bir şey. Insanlar bir şey yapmadan, durduk yere yorulmanın bile bir yolunu bulmuş; yorgunluğun sebebinden ziyade dinlenmekle ilgileniyorlar. Salt bir ilgisizlik. Yorulmayanları yadırgıyorlar; kendilerinden değillermiş bir işle meşgulken yorulan insanlar. Bana yine tarafımı seçme fırsatı verilmedi oradan oraya savruldum durmadan. Rüzgârla şekillendi varlığım. Huzuru toprakta, kitapta ve kahve de bulduğum halde ne toprağa kavuşabildim ne kitap okuyabildim, yalnız yazmakla yetindim. Kahvemi koyup dalıp dalıp giderdim içmek yalnız soğuduğunda aklıma gelirdi.( Bir şeyler düşünüyor olmalıydım) Kahveler çok çabuk soğuyor bir daha pişirin kahvemi! Kim pişirecek yine ben. Olmaz diyemedim tabii. Bana emir veriliyordu bir şeyler dayatılıyordu başlarda farkına varamadım, kendi düşüncelerim sandım bu düşünceleri çünkü manipüle edilmiştim çünkü bilinçaltımdoluydu çünkü kaybedecek bir şeyim yoktu onların vardı. Yalnız benim yoktu. Sonra bir takım yarışlara katılıyorduk bisiklet yarışları gibi, rakibim gel bisikletleri duvara vuralım aynı anda diyordu gidip vuruyorduk. İkimizde kaybediyorduk böylece kimse kazanmıyordu, dolayısıyla bende. Kazanabilseydik de kayıtlara geçmeyecekti bu başarı çünkü daha yaşamaya başlarken kaybetmiştik çünkü defterimizde yer kalmamıştı sayfalarca başarısızlık yazıyordu. Ya da muhakkak böyle bir şey olmuş olmalı. Çünkü İnsanlar başarılarımızı görmüyordu " kayda geçmediğinden bizleri başarısız zannediyorlardı." Yeni başarılara yer yoktu kayıda geçemiyorlardı, ne hikmetse yeni başarısızlıklara hep bir yer vardı o defterde köşelerdeki boşlukları kullanıyorlarmış ziyan olmasın diye o boşluklardan önce ziyan olan bendim oysa(neyse ki bunun bir ehemmiyeti yok artık). Kelimeler yazdılar bir takım kelimeler birkaç kelime birleşip cümle oldu sonra virgül gibi bir şey koyup devam ettiler sonuna da noktaya benzer bir sey iliştirdiler ama cümleyi bitirmediler noktalı virgül koysalardı daha güzel olabilirdi bana sorarsanız, ne yazık bana söz verilmedi oradada. Virgülleri süs için kullanıp durdular, bıraksalar ki bırakmadılar, her cümleden cümleye geçişimde virgül kullanır noktalardan tasarruf ederdim birkaç güllü cümlelerim olurdu. Bir saat yazıp bir saat okuyordum öyle hızli gelişiyordu ki bu olaylar ne zaman ne yaptığımı bilemiyordum. Bir yere varacakmıydık bu olayların sonunda kendimizevaramayacağımızınfarkındaydım. Onların arasında yerimiz var mıydı? Aslında her yerde yerimiz vardı. Ama biz daha Dünya'ya gelmeden yerlerimiz başkalarına dağıtılmıştı çoktan " bizler de yersiz yurtsuz kalmıştık." Beynimle kalbimin arasını hiçbir zaman iyi tutamadım. Sürekli küçük çocuklar gibi birbirlerini yediler diğer tarafa ağır basmak için. Fikirler beynimden çıksa da son sözü söyleyen hep kalbimdi belki acılarda bu yüzden en çok ona tesir ediyordu. Tuhaf bir suçluluk duygusu, göğüs kafesine hapis edilmesinin de bir sebebi olabilirdi bu; yaptığı mantığı olmayan duygusal düşüncelerinden dolayı mahkeme onu ömrü boyunca kafeste müebbet yatırmaya karar vermişti. Orada bile rahat durmuyor duramıyordu; ona göre sevgiyi aramadan geçen her gün boşa geçen günlerdenmiş. Bütün bunlar olurken ben bir taraf seçemezdim elbet, güçlü olanın kazanmasını beklerdim. Ne hikmetse her zaman kalbim galip çıkardı (Yaş ve olgunluk olarak daha büyük olduğundan olabilir.) Benim düşüncelerime önem verilmezdi bana sorulmazdı fikirler beynimden çıkar son sözü kalbim söyler bana ise susma rolü kalırdı. (Mutlaka bir susan bir alttan alan olurdu bu tarz kavgalarda.) Diğer organlarım keyfine bakıyordu oralı bile değillerdi, ben oralıydım ama beni de işlerine karışmamam için sınır dışı etmişlerdi. Kendimden uzak yaşıyordum uzun bir süredir benimle gelmeyi kabul eden bir organ olmadı, ben de gelmelerini beklemiyordum hemen uzaklaştım. Vatan hasreti gibi bir hasret içimi kapladı; hayır vatanın orası değil onun kalbi... Karıştırma şimdi bunu. Vatan hasreti gibi bir hasret içimi kapladı; hayır vatanın orası değil onun kalbi... Karıştırma şimdi bunu.
Fersah.M
Fersah.M
Seslendirmesi: youtube.com/watch?v=ngpOzI2...
··
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.