"Eğildi, bir avuç resim aldı yerden: Bu resim çekilmeden
önce, nasıl hiç yoktan bir mesele çıkarmıştım, sonra da yürüyüp gitmiştim. Sonra
ne olmuştu? Sonra... buradasın ya... bu evde. Demek sonra hiçbir şey olmadı
onunla ilgili. Ne kötü, ne de iyi bir şey: Demek ki hiçbir şey. Ama bunu
hissetmedim; geçişler öyle sezdirmeden oldu ki... Hayır, düşüncelerin karıştı;
basit anlamıyla sözlerin... Bununla ne ilgisi var? Fakat ben... ondan kaçarken,
nasıl oldu da birden başımı çevirip bu resmi çektirdim? Hep böyle mi durdum
resimlerde? Yüksekçe bir yere oturdu, başını ellerinin arasına alıp düşünmeye
başladı. Onun da yüzü kim bilir nasıldı? Herhalde ben suçluyum; resim
çekilirken değil... belki o sırada haklıydım, muhakkak haklıydım. Çok daha
önce... çok daha önce"