Şahsiyet meselesini dert edinenler özgüven yerine tevekkülü, şöhret yerine hiçlik makamını tercih ederler. Onlar yarıştıkları kimselere hasetle değil gıpta ile bakarlar; hırs duymazlar, fakat azimlidirler. Maddi konularda kendilerinden aşağıdakileri gözetir, manevi hususlarda ise yukarıdakileri görürler.
Kendilerini tanıma ve vazifelerini hatırlama hususunda ruhlarına hitap eden kimselere kulak kesilirler. Şeyh Galip bu çizgideki insanlara şöyle seslenir:
'Hoşça bak zâtına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen'