“Kalbe dokunmasını biliyorlar ama kırarak...” (sayfa 40) Daha çocukluğunda babası O’na “ Bu oğlan yaşamaz ,ya da bize yük olur !” derdi. Evdeyken kardeşleri onu aşağılar dışardayken ise herkes onu döverdi! Kitap okumayı çok severdi... Eline kitap alıp kaçtığı köşelerde ise babası tarafından yakalanırdı. Babası; “Seni burnu kitaptan kalkmaz köpek!” diye azarlardı. “Ben kimsesiz , sokakta bulunmuş bir çocuk sayılırım. Babam kardeşlerim benden tiksiniyor...” derdi sürekli. Zenginlerin arasında zengin ve itibarlı olmak adına ,çıktığı yolda başına gelmedik kalmadı zavallı Jülien’in... Gemisini “hilesiz” kurataran zenginlerin arasında, kendi su alan gemisini kurtarmak için çabaldı durdu... Aşk romanları okumazdı, aşktan da anlamazdı ama kadınların da gözbebeği olmuştu. Bir yanda iyi bir insan olma arzusu bir yandan da zengin ve itibarlı olma isteği... iki güçlü dürtü arasında kalan bir genç. Kitabı çok beğendim. Oldukça kalın bir kitap ama okurken elimden bırakmak istemedim. Bence kitaptaki Julien’in hayat hikayesi , yaşadığı aşk ilişkileri çok etkileyici anlatılmıştı. Öğrendiğime göre yazar bu hikayeyi, okuduğu gerçek bir hikayeden esinlenerek yazmış. Kesinlikle bu kitabı okuyun bekletmeyin , varsa kitaplığınızda...

Kırmızı ve SiyahStendhal · İskele Yayıncılık · 20119,9bin okunma

·

49 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kitap her yerde okunur