《Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü
Sensiz, kıtalar boyu uzayan vatan düştü
Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül
Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü》...
.
Bir otobüs yolculuğu sırasında, otobüs biletinin arkasına yazılan bu dizeler,
Nurullah Genç 'in Türk Edebiyatı'na kazandırdığı en güzel naatlardan biri olan "
Yağmur"un ilk damlaları olmuştur.
.
Bundan sonra üç ay boyunca hem odasına hem içine kapanmış, üstüne sağanak sağanak yağan fikir ve gönül sancıları neticesinde de bu güzel eseri ortaya çıkarmıştır.
.
1990 yılında katıldığı yarışma ona Türkiye Diyanet Vakfı Nat-ı Şerif Büyük Ödülü'nü kazandırmıştır.
.
Yağmurun rahmet olması, hayat için gerekli olması ve temizleyip, arındırma özelliklerinin bulunması sebebiyle yazar; Peygamberimiz (sav)'e "YAĞMUR" hitabında bulunmuştur.
.
Satırlar o kadar özenle ve ahenkle işlenmiş ki, tonlamasız dahi okunsa güzel bir lezzet bırakıyor dudaklarda ve kulaklarda.
.
《Yağmur duysam içimin göklerinden sesini》...
Şiir; Efendimiz (sav)'e duyduğumuz hasreti, sevgiyi, bağlılığı ve her devirde ona muhtaç oluşumuzu anlatırken bir hüzün dalgası alıp götürüyor insanı.
《Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya
Bir hurma çekirdeğini tercihimdir dünyaya》...
.
Kitap Yağmur şiiri ile birlikte toplam 42 şiirden oluşmakta ve en sonunda da Yağmur şiirinin şerhi ile son bulmaktadır. Yazar, Efendimiz (sav) dönemindeki birtakım olaylara değinmiş ve metafor kullanmış olduğundan, son kısımdaki şerh, bunların anlaşılması açısından oldukça fayda sağlamaktadır.
.
İşte naat birincisi olan bu güzel eserin ilk dizeleri:
《Vâreden'in adıyla insanlığa inen Nûr
Bir gece yansıyınca kente Sibir Dağı'ndan
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat》...
Dinlemek isteyenler için