Gönderi

"Sabaha karşı, Gecenin kırıntılarını bir anda toplayıveren Güvercin gibi aç bir saatta, Doğmamış çocuklar kurar düşlerin yayını, Kadın düşünde gördü çocuğu ve yangını." "Demek çocuğu dağa bıraktılar, düş ve yangın Kaldı. Keşke düşü bıraksalardı." "Evet, korktuk düşten, gereği buydu, Elimizde değildi düşü yorumlamamak, Yorumun gereğini yapmamak da öyle. Çocuk büyüyünceye dek bekler yangın, Beklesin gelecek günün kötürüm yazıtı, Beklesin kuş gagalarının yaraladığı ayna, Şarap her zaman içilir ve bekletilir, Çünkü kırmızıdır sıçrayan kanın rengi, Gidip gelen günün ve uzayan şarkının rengi. Bölmedik mi günü yediye geceyi beşe? Bu uykusuz direncin suyunu mühürlemedik mi? Biz atmadık mı ayı bunca uzağa doğumdan? Biz uzatmadık mı uykunun ağır bacasını? Beklesin gizemli suda bekleyen kamış, Ve ayın kuru eteğinden bakan göz kuşu, Kent kurulmadan taşı kör eden kar bıçak, Ah beklesin bekleyecek olan alın bekler, Tut gelgitin ucundan derim tutar ve bekler, Sürer gider su, toprak, usun arsız otu, Atlı karınca, örtüler, tapınak ve merdiven, Sürer ölümsüz mutluluk, iç sıkıntısı, Bekleriz bize verilmiş olanı yaşayarak." "Ah çok çekmiş yorumcu! Taşıyabilecek miyiz dersin birlikte Kim bilir kaç yıl sürecek kaygımızı? Yarınımızın ne olacağını bilmiyorduk Gene de bilmiyoruz, ama bir umut bu çocuk, Umutsuzluğumuzun umudu. Git bul ormanda onu." Melih Cevdet Anday Troya Önünde Atlar, Düş
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.