Sevgi öyle bir anlam taşıyor ki, kültürümüzde neredeyse anlamını yitirdi. Kotsk'ta çalışan bir görevlinin ilginç bir anısı var. Genç bir adamla karşılaşıyor. Tabağındaki balığın tadını çıkarıyor. Genç adama, "balığı neden yiyorsun?" diye soruyor. "Çünkü balığı seviyorum" diye cevap veriyor. "Ooo balığı seviyorsun. " Bu yüzden onu öldürdün ve pişirdin. "Bana balığı sevdiğini söyleme, sen kendini seviyorsun. " Çünkü balık o kadar lezzetli ki, onu sudan çıkartıp öldürdün. Sevgi dediğimiz şeyin çoğu balık sevgisi. Genç çiftler birbirine aşık olurlar. Bu ne anlama gelir? Bu demektir ki, aralarından biri, diğerinin, fiziksel, duygusal ihtiyaçlarını karşılayabileceğini düşündü. Erkekte, kız da bir diğeri vasıtasıyla kendi ihtiyaçlarını karşılayabileceğini düşündü. Bu diğeri için sevmek değildir. Diğer kişi kendi tatminim için araç olur. Çoğu sevgi balık sevgisidir. Dışa dönük bir sevgi, ben ne elde edeceğim, ne vereceğim değildir. Dessler'in bir sözü var. İnsanlar önemli bir hata yapar. Sevdiklerine sevgilerini verdiklerini sanarlar. Fakat sevgi, gerçek sevgi, verdikçe sevdiğinizdir. Asıl önemli nokta, sana birşey verdiğimde, sendeki bana yatırım yapıyorumdur. Kendini sevmek doğuştan var olduğuna göre, herkeste var. Şimdi benim bir parçam sende olduğuna göre, benim sevdiğim birşey artık sendedir. Gerçek sevgi, almak değil, vermektir..
Abraham J. Twerski
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.