Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

En bi sevdiğim makalesi :)
Beni tanımazsınız, Peyâmi Bey. Belki de Maçka’nın dullarından biriyim. Bugünkü yazınızı okudum. Eğer bir gün Maçka’da, Kıyık’ın önünde genç bir kadından tokat yerseniz, biliniz ki o, benim. Müsaadenizle, sizin için ne düşündüğümü söyleyeyim: Siz... Siz... Tahammül edilmez bir ukalâsınız. Hem de o kadar eski kafalısınız ki, büyük babam sizin yanınızda Gregory Peck kadar, Marlon Brando kadar genç kalır. Safa Bey! Siz bugünün adamı değilsiniz. Dünyaya geç gelmişsiniz. Şöyle on yedinci, on sekizinci asırda filân yaşayacaktınız. Bugün size Fransızlar "vieux gaga" derler. Yani moruk, anladınız mı? Beyefendi! Sizden modern espri yok. Haberiniz olsun: Bugünkü dünya maçtır, sinemadır, danstır, Hilton’dur, flörttür, anladınız mı? Hayattır, hayat! İşte Maçka dullarının seçtiği yılın kadını da öylesine bir hayat kadınıdır. Beğenmediniz mi? Biz olmasaydık, bu dünya sizin gibi kasvetli insanlara kalsaydı, herkes intihar ederdi. Sizin o ağır felsefeleriniz, kitaplarınız, ilimleriniz, Wagner’leriniz, bilmem neleriniz geçti artık. Şimdi hayat bu, bakınız. Kadın, fıkırdak ve neşeli bir sesle şu İngilizce şarkıyı söylemeye başladı: "If l give my heart to you...." Telefonu kapattım ve ona hemen şu cevabı vermek için kaleme sarıldım: Hanımefendi, sesiniz çok tatlı. Şarkınızı yarıda kestiğim için özür dilerim. Herhalde Maçka’nın şen dullarından birisiniz. Bana verdiğiniz yeni haberlere teşekkür ederim. Demek Amerika’da ve Avrupa’da bütün üniversiteler kapanmış, bütün kütüphaneler yıkılmış, bütün kiliseler tuzla buz olmuş, Papa intihar etmiş ve yerine kimse gelmemiş. Paris Operası bomboş. Wagner, Bach, Beethoven, Lizst ve Chopin bizim gibi morukların hâfızalarında gömülü kalmış. Büyük virtiozların hiç biri bunları çalmıyor. İlim ve felsefe diye bir şey kalmamış. Tabiî, sizce, ahlâk da kalmamış. Aşk yok, flört var. Fakat söylediğiniz bir aşk şarkısıdır. Diyorsunuz ki: "Eğer kalbimi size verseydim, onu dikkatle, itina ile muhafaza eder miydiniz?" Maalesef hanımefendi, o kalbi kırmadan size iade ederdim. Müsaadenizle ben de sizin için düşündüğümü söyleyeyim: Siz... Siz... Bizdeki uyduruk sosyetenin züppe kadınlarından birisiniz. Sizin modern sandığınız espri binlerce sene evvel vardı. Pompei, Gomore ve Sodom bu soysuzlaşma yüzünden yok oldu. Biz olmasaydık, dünya sizin gibi idealsiz ve mes’uliyetsiz kanaryalara kalsaydı, çoktan yıkılıp giderdi. Anlamanız için daha derinlere inmiyorum. Fakat memleketi yıkmak için gösterdiğiniz gayretlerin, genç ve sevimli görünmek için aynanın karşısındaki çabalamalarınız kadar boş olduğunu söyleyebilirim. Allah’a şükür, bu milletin, sizin sinirli çimdiklerinizle morarmayacak, kangren olmayacak kadar sağlam bir ahlâkı var. Bunu biliniz, günahlarınızı haykırmayınız ve garsoniyerinizin pencerelerini kapatınız. Milliyet, 8 Ocak 1956
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.