Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

646 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Suzanne Colins'e Mektup
Sevgili Suzanne, sen bu mektubu hiç okumazken ben kitabını bitirmenin mutluluğunu yaşayacağım. Aklından geçenleri ve oluşturduğun detayları beğenen birisi olarak 'mutluluk' kelimesini olumsuz kullanmak beni mutsuz ediyor. Keşke ilk kitaplarını okuyan gençler büyürken sen de heybene daha sağlam bir edebi dil katabilseydin. Çünkü bazen sevgi yetmiyor daha doğrusu bir şeyler kazanmak istiyor insan. Dramatik bir giriş oldu sanırım. Zaten kaç minnoş hayran kırılmadı ki bu kitapta? :) Çoğu kişi "Kötü adam Snow mu?" diye tepki verse de ben bu duruma çok sevinmiştim. "Bir insan bu kadar kötü nasıl olur?" diye geçmişe gitmek heyecanlı gelmişti. Ama işin aslı pek öyle olmadı yani aslında oldu ama gereksiz sözcük enkazından ana olayı kurtarmak gerekti. Dönelim hikayeye... Serinin kötü kahramanı Snow'un gençliğine, büyük savaş sonrasına, 10. Açlık Oyunları'na... 'Karanlık Günler' diye anlatılan zamanların gerçekten çok karanlık geçtiğini hissederek başlarız okumaya. Tüm ihtiyaçlarını mıntıkalardan karşılayan Başkent'in gücü vardır ama bu sefaletten, açlıktan, karanlıktan ve pek çok şeyden kurtaramaz onları. Bir bakıma oynanan oyunları daha önce yaşamıştır o üstün sınıf. Savaş bitmiştir ama yaralar kabuk bağlamamıştır. 74. Açlık Oyunları'nda izlediğimiz gösteriş yoktur ve başka pek çok şey de... Ellerinde sadece kibir ve güç vardır. Bir de bu ikisini nasıl kullanacaklarını iyi bilen kötüler... Kaos! Kontrol! Kontrat! ... ve Açlık Oyunları bulunur. Bu sadece bir ceza değildir. Amaç, kanunlar olmadığında insanların ne kadar kötü olabileceğini göstermek. Fakat mıntıkalar bir tarafa Başkent bile izlememektedir oyunları. Bu sebeple yeni fikirler aranır ve kendi gençlerini akıl hocası olarak atayıp taze kan katarlar oyunlara. 24 akıl hocasından birisi ise bizim zalım oğlan Snow'dur. Soyadından başka hiçbir varlığı olmadığı için üniversiteye gidiş bileti oyunlardaki başarısına bağlı olan Snow... Tıpkı oyunların 74. yılında olduğu gibi o zamanlarda da kimsenin 12. Mıntıka'dan hele hele bir kız harçtan beklentisi yoktur. Birkaç saat içinde ölecek olan haracının adının okunmasını izleyen Snow, kazanan olamasa da unutulmayan akıl hocası olacağını anlar. Çünkü 'onun kızı'... Kestik, kestik. :) Gerisini filmde izlersiniz arkadaşlar ya da kafanızı dağıtmak amacıyla okuyun. Kalemi olmasa da kafası okunmaya değer olabilir. :) Gelelim birkaç noktaya... Ah canım Katniss'cimin cesaretini temsil eden Alaycı Kuş'un, Lucy Gray'in kadife sesinden gelmesi beni biraz şaşırttı. Sanatın her dalına düşkünüm ama sanırım Katniss candır diyenlerden olacağım. :D Seriyi sevme sebebim kadınların gücüne vurgu yapmasıydı ama bu kitapta sürekli "Snow'un kızı" imajını okumaya maruz bırakıldık. Çok zengin olduğu için 2. Mıntıka'dan başkente taşınmalarına izin verilen Plinth ailesi yani Sejanus ile anacığı ise güzel bir detaydı. Ne kadar iyi niyetli olsalar da içlerinde buram buram ırkçılık kokan Başkent sakinlerini görmemizi sağladı. Aslında güzel yerler var, filmde yakalamak için sabırsızlandığım. Ama öyle bir yazmış ki onları da unutturmuş. Son söz: Snow bildiğiniz Bihter işte... "Olmaktan korktuğum yerdeyim..." diye bas bas bağırıyor. (Aslında Bihter'in biraz daha masum olduğunu düşünüyorum :) Anlayacağınız bu kitabın üstüne bir Halit Ziya Beyciğim iyi gider. :) Sizlere keyifli okumalar...
Kuşların ve Yılanların Şarkısı
Kuşların ve Yılanların ŞarkısıSuzanne Collins · Dex Kitap · 20201,199 okunma
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.