Sanki yeni doğum yapmış bir kadının, bebek henüz sıcacıkken, kan içinde ve yapış yapışken getirilip karnının üzerine koyduklarında hissettiği şey hissediyordum. O kadim birleşmeyi yaşıyordum. Tenimin teni çok geçmeden uyanacak ve benden ayrılacaktı. Bütün aşk hikayelerinin trajik yazgısına o da tabiydi. Bu an ölmek isterdim. Sonsuza dek bu birlik içinde kalmak isterdim. Tıpkı ilk seviştiği kişiden başka bir şey düşünemeyen, başka bir şey bekleyemeyen ya da arzulamayan, kendini bırakmış, artık olmayanı isteyen on altı yaşındaki bir oğlan çocuğu gibi...