Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Nasıl bir çağdır Victoria Çağı? Kraliçe, on sekiz yaşında filandı, tahta çıktığı tarihte ( 1874 ); yumuşak başlı görünüyor, gizli bir bağnazlıkla yüklü olduğunu, kesinlikle belli etmiyordu. Giderek anlaşıldı ki onun için varsa fazilet, yoksa hicaptı, her şeyi bu iki kavram çerçevesinde, -daha kötüsü, bu iki kavrama, bağnaz kilisenin verdiği anlam çevresinde- görüyor, cinselliği ise günahların en büyüğü sayıyordu. Yumuşak başlı ya, öyle bağırıp çağırmadan, bir iki kaş çatış, birkaç parmak sallayışla, önce onu Saray'dan sürdü çıkardı; arkasından, tiyatro ve edebiyat alanından, evet! Sahne oyunları, romanlar, yaman bir sansür sayesinde, bütün cinselliklerinden arındırılıyorlar: o kadar ki, ne Shakespeare'in piyesleri yakayı kurtarabiliyor bu 'sakatlama'dan, ne Robinson Crusoe, hatta ne de İncil! Fuhuş, tabii yasak ! Kadın modası, ister istemez, bu ham sofuluğa boyun eğmiş: kadın kılıkları öyle sert bir iskelet üzerine, kat kat, yaprak yaprak indiriliyor ki, ne reveransta ayak bileği göze çarpabilir, ne de en müthiş kasırgada etekleri savrulabilir. Bağnazlık, hekimlerin kadın hastalarını muayenesinde bile etkili olmuştu; onları, ya annelerinin, ya kocalarının 'refakatinde' muayene edebileceklerdir; dahası, hasta ağrıyan yerlerini, yapma ' Çin bebekleri' üzerinde gösterebiliyor ancak, başka türlü fazilet ve hicap nasıl kurtulur?
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.