Kumdan Bir Yürekte Kök Salan Deniz Çiçeği: GrazziellaRomantizmin ilk büyük şairlerinden biri olarak kabul edilen Lamartine'nin Graziella (1849) isimli bu romanı romantizm akımının ilke ve niteliklerini en iyi yansıttıldığını düşündüğüm eserlerden biri. Her ne kadar romantik biri olduğumu düşünmesem de bu kitabı her aklıma geldiğinde okumak, beni romantik biri yapıyor sanırım :) Sonunu bildiğim halde gözlerimin dolmasına da engel olamıyorum üstelik. Graziella'nın saf ve temiz aşkı, kitabın sonunda yer alan "İlk Pişmanlık" şiiri, okuyan her okuyucunun kalbinde dokunaklı bir iz bırakacağını düşünüyorum.
Grazziella; hürriyet fikriyle (syf. 10 - 15), doğanın yeniden keşfedilişiyle( Roma ve Napoli kırsalını doğa ve tarihi ihtişamının anlatılması), duyguların ön planda yer alışı, hüzünlü ve melankolik atmosferiyle, Hristiyanlık duygusu ( kahramanın, Graziella' nın ruhunun ölümsüzlüğüne inanması) ve ölüm temasıyla benim gözümde romantizm akımının en başarılı örneklerinden...
Romantik kimliğiyle şiiri tanımlayan Lamartine : 'Şiir kişisel, derin düşünceye ve hayal gücüne bağlı olacak, özellikle içten ve derinden gelecektir.' demiş. Ve kitabın sonunda yer alan ' İlk Pişmanlık' şiiriyle romantik şiirin de en güzel örneklerinden birini vermiştir. Ruh halini yansıtan tasvirleri ve iç dünyasında yaşadığı pişmanlığını, sanatkarane bir şekilde dizelere dönüştürmüş.
Kitabın konusuna kısaca değinmek gerekirse; ailesinin işleri için Toskana'ya giden kitabın baş kahramanı, Roma ve Napoli'yi gezmeden ülkesine dönmek istemez. Arkadaşı ile birlikte yaz gecelerinde Napoli'de geçirdikleri birkaç aydan sonra bir balıkçının yardımıyla Napoli denizini gezmeye karar verirler. Fırtınaya yakalandıkları bir gün yaşlı balıkçının Procida'da yer alan üzüm bağları ve incir ağaçları arasındaki evinde misafir olurlar. Orada kaldıkları günlerde balıkçı ve ailesine yardım eden Lamartine, şairane bir biçimde betimlediği balıkçının 16 yaşındaki kızına aşık olur. Ancak kendi ifadesiyle nankör bir yaşta olan ve aptalca gururuna yenik düşen Lamartine, Graziella 'nın temiz ve saf aşkına karşılık veremez.
Lamartine için bu aşk unutulmamamıştır ama gönlünde perdelenmiştir! 12 yıl sonra Procida' ya döndüğünde ne Graziella' yı ne de ondan kalan bir iz bulacaktır... Yaşananlar için yazdığı 'İlk Pişmanlık' şiiriyle Graziella'dan af dileyen, affedildiğine inanan Lamartine, okuyanlardan da kendini affetmesini istemiştir. Ne denebilir ki kimse sınanmadığı bir acının, aşkın yargıcı olamaz, sanırım...
" Yüreğim kumdandı gerçi o zaman ama, Ischia Adası’nın kumsalında açan harikulade zambaklar gibi o da benim gönlüme kök salan bir deniz çiçeğiydi." (s.94)