Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Felsefe ne kadar eskiyse, varoluşuna ilişkin tartışmalar da neredeyse o kadar eskiye uzanır. Felsefeye ilişkin sorunları kesin bir şekilde sözde sorunlar olarak açıkça ortaya koyan ve felsefi zırvalarla, anlamlı olgucu görgül-bilimleri karşı karşıya getiren “yepyeni” akımlar sık sık karşımıza çıkar. Buna karşın, küçümsenen “ekol-felsefesi” de, sürekli olarak bu (“olgucu”) akımın temsilcilerine, felsefedeki sorunun, aslında söz konusu olguculuğun düşünmeksizin doğal olarak kabul ettiği [ve tartışmaksızın kesin olarak benimsediği] deneyimin* [eleştirel] irdelemesi olduğunu kabul ettirmeye çalışır. Ancak olgucular için yalnızca görgül-bilimlerin soruları anlamlı olduğundan böyle bir eleştiri onlar için hiçbir önem taşımamaktadır; çünkü olgucular için “deneyim”, -eğer sorun (görgül-bilimsel) ruhbilimin sorunu değilse- asla bir sorun değil, bir işlemler bütünüdür. Burada ortaya koymak istediğimize - görgül-bilimin yöntemi olarak “deneyimin” irdelenmesi konusuna - olgucular da kuşkusuz çok farklı yaklaşmayacaktır. Onlara göre yalnızca mantıksal eşsözler ve görgül önermeler vardır; eğer yöntem öğretisi mantık değilse, görgül bir bilim -yani doğa bilimcinin “iş başındayken” ki davranışlarının bilimi-olmalıdır. * H. GOMPERZ yapıtında ( Weltanschauungslehre , 1905, s. 35) şöyle yazmaktadır: “Deneyim sözcüğünün bitmek tükenmek bilmeyen sorunsallığını hesaba katarsak,... ona karşı... coşkulu bir evetlenmeden çok en titiz ve dikkatli eleştirinin daha uygun olabileceğine inanmak zorundayız...”
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.