Ayşe Kulin’i tanımam “Adı Aylin” kitabı ile oldu. Hisse kable vuku bir şekilde onca kitap arasından seçtiğimde, yazar henüz bugünün deyimiyle patlamasını yapmamış, fenomen hale gelmemişti. Tamamen sezgisel bir şekilde seçtiğim kitaba hayran kalınca, etrafımdaki pek çok arkadaşıma da okutmuştum. Daha meşhur olmadan okuru olunca insan daha farklı, daha bir yakın hissediyor yazara.
Ayşe Kulin’in “Adı Aylin” den sonra yayınladığı bir çok başarılı biyografik eseri daha var. Hem o kitaplarını hem de hikayelerini çok severim. Özellikle hikayeleri adeta bir maya gibi. Genişleyip koca bir roman olacak potansiyeli varken, yazar tok gözlülük edip o kadarına kanaat getirmiş sanki. Bu kitap da öyle. Hem kurgusu çok katmanlı hem de dili yüreğinize dokunan kudrette. Hikaye okumayı çok tercih etmeyenlerde bile “İyi ki okumuşum” duygusu ve hayranlığı uyandıracaktır.