Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kız çocuklarının toprağa gömülme meselesi
Turan Dursun, Islâmdan önce Araplar'arasında kız çocuklarının diri diri toprağa gömmenin yalan olduğunu iddiâ ediyor. Bunu Kur'ân ifade ettiğine göre demek ki Kuran'ın söylediği, gerçeği yansıtmıyor. Böylece Turan Dursun, bütün târihçilerin kaydettiği bir gerçeği, dolambaçlı yollara dalarak inkâr qdiyor. Peki ama böyle bir şey yok ise Kur'ân neden böyle söylesin? Kur'ân bunu söylediği zaman, dinleyenler böyle bir şey yok, diye neden itiraz etmemişler. Olmayan bir şeyi söylemesi, Kuran'a karşı o zaman inanmış olanların da, inancını sasmaz mıydı? Turan Dursun, Islâm öncesi şâirlerden Ferazdak'ın şiirinde de geçen bu olayı nasıl inkâr eder’? Dursun, bu olayı anlatan şiiri de kuşkulu görmektedir. Ferazdak'a âit dizelerin "sonradan uydurulmuş olduğu düşülnülebilir' diyor. Neye dayanarak? Neden uydurulan bu dizeler yalnız Ferazdak'a dayandırılmış öyleyse? Buna gerek olsaydı, A'şâ'ya da bu mealde şiirler yakıştırılırdı. Neden Ferezdak? Turan vâide' nin, çocuğunu toprağa gömen kadın anlamına geldiğinden de şüphelenmekıedir. Oysa en guvenilir lugatçılardan Lisânu'l Arab'da kelime "sağ kızını toprağa gömdü" şeklinde açıklanıyor. "Toprağa gömülmüş kıza sorulduğu zaman, hangi günâhından ötürü diye!" (Tekvir: 8-9). “Turan'a göre: ' “Araplarda, hem de "yaygın biçimde" yaşandığı ileri sürülen bu olayların olduğu apaçık yalan, Ne bir baba, ne de bir anne burada ileri sürüleni yapar. Bu tür şeyin olması, insan doğasına aykın olduğu gibi, hayvanlarda bile görülmez. Ilkellerde, "çocukların Tanrılara kurban edildikleri"ni biliyoruz. Ama, Araplar, o sıralarda, "ilkellik“ dönemini çoktan gerilerde bırakmışlardı. Islam döneminden daha ileri bir uygarlığa sahiptiler. Bunun tersine, yalanlar uydurulmuş olsa da... Kaldı ki burada sözkonusu olan ”Tann'ya kurban" da değil. Aktarmalarda da bu ileri sürülmüyor. Yani "kız çocuklarının, Tanrılara kurban etmek için diri diri. gömüldükleri"nden söz edilmiyor. Böyle bir şey, yani “çocuğu Tanrı'ya kurban etme" de hangi dönemde ve nerede yaşanmış olum olsun; "çok yaygın" değil, tek tük olurdu. "Tanrı'ya kurban etme' durumuda sözkonusu olmayınca, işin mantığı büsbütün ortadan kalkıyor'. “Kız çocuklarının yoksulluk için, ya da leke sayıldığı için... diri diri gömüldüklerini” ileri sürmek ve bunu kabul etmek, “annelik. babalık“ ne demek;bilmemektir.Ayrıca insanı , insanın doğasını tanımamaktır. Insanlar, ileri sürülen türden şeyi yapmış olsalardı, türlerini sürdüremezlerdi' Turan' a göre hiçbir anne baba yüreği bunu yapamaz. Doğru, normal anne baba bunu yapamaz. Ama toplum. bunu yapmayı âile şerefinin korunması için gerekli görürse yapar. Merhamet duygusu fazla gelişmemiş ilkel insanlarda bunun yapılması olağandır. Bu uygulamanın bütün Araplar arasında. yaygın biçimde yapıldığını halkın tümünün bunu hos gördügünü kimse iddia edemez elbette. Bu uygulamanın, uygarlık düzeyi ileri aşamalara varmış kabilelerde değil, daha ilkel bedevî kabileler arasında görüldüğü muhakkak. Elbette kabilede her âile böyle yapmıyordu. Ama tek tük de olsa bazı ta; yürekliler bunu yapıyorlardı. Abdulaziz Çaviş'in ifadesine göre Kureyş ve Kinde gibi bazı Arap kabilelerinde, kızları diri diri gömmeyi güzel işlerden sayanlar vardı. Nitekim "Defnu'l-benât mine'l»ıekrumât: "Kızları gömmek, güzel işlerdendir.“ gibi mesel haline gelmiş sözler de bunu kanıtlamaktadır (Anglikan Kilisesine Cevap, 169). Ancak dediğimiz gibi bunun yaygın bir uygulama olduğunu söylemek hatâdır. Öyle olsa toplumda kadın kalmaz, toplum inkıraz bulurdu. Bunu bugün uygulanmakta olan kürtajın karşılaştırabiliriz. Çeşitli nedenlerle kürtaj uygulanmaktadır ama bundan herkesin kürtaj yaptığını sanmak hatâ olur. Masum yavrunun diri diri toprağa gömülmesi yeya çeşitli biçimlerde öldürülmesi, toplumun çoğunluğu tarafından hoş karşılanmıyordu. Bundan dolayı, biz, Hz. Ömer'in, müslüman olmazdan önce kızın toprağa gömmüş olduğu yolundaki rivâyetin düzme olduğu kanısındayız. Ne var ki yaygın olmasa da bu âdet toplumda vardı ve bunun temel nedeni de âile şerefini korumak, ya da fakirlik endişesi idi. Onun ,için Kur'ân, fakirlik korkusuyla bu işi yapanlara: "Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da sizi de biz besliyoruz. Onları öl! dürmek büyük günahtır.“ (İsra: 31) buyurmaktadır. Demek ki bu uygulama toplumda vardı ki Kur'ân böyle söylüyor. Turan Dursun, hiçbir anne babanın böyle bir şey yapamayacağını, bunun doğaya aykırı olduğunu söylüyor. Söylüyor da günümüzde henüz dünyâya gelmemiş de olsa anne karnında gelişimini tamamlamış, dünyaya gelmek için hazırlanmış binlerce çocuğun, kürtaj yoluyla katedilmekte olduğunu yine doğurduğu çocuğu öldürüp çöp bidonlarına atan, yâhut sağ olarak câmi duvarına bırakanlar bulunduğunu hiç düşünmüyor. Bunları yapanlâr. yaptıranlar anne baba değil mi? Bunlari yapan kürtajcılar insan değil mi?
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.