"Aile"nin "başında" bulunan kimse (reis), o ailenin "çoban"ı durumundadır.
"Koca", aile içinde "birinci derecede çoban"dır. "Karı ve çocuklar" ona bağlıdır,
onun güdümündedir. "Karı"da, "ikinci derecede çoban"dır. "Koca"dan sonrakilerin çobanı.
"Uyanın: Hepiniz birer çobansınız. Ve hepiniz, güttüğü sürünün sorumlusudur. Emir (hükümdar, komutan, baştaki yönetici), insanlar üzerinde
çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek (koca) ev halkının (ailenin)
çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın (karı) da kocasının evinin ve
çocuklarının çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Köle de efendisinin malının
çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Unutmayın, hepiniz birer çobansınız ve
her biriniz, sürüsünden sorumludur." (Bkz. Buharî, Cum'a /11, Cenâiz /33,
İstikrâz /20, Vesâyâ /9, Itk /17, 19, Nikâh /81, 90, Ahkâm / I; Müslim, İmâret 120.
hadis no: 1829; Ebu Davud, İmaret /1, hadis no: 2928; Tirmizî, Cihâd 121, hadis
no: 1705.)
Yani herkes, bakmakla yükümlü olduğu kimselerden sorumludur. Bu sorumluluğu hiçbir zaman aklından çıkarmamalıdır. "Aile başkanları" da,
"aile"nin "çobanlar"ı olduklarını, bu sorumluluğa uygun biçimde davranmaları
gerektiğini unutmamalıdırlar.
"Çoban"lar nasıl davranmalılar?
"Sürü"lerine, hem "maddi" yönden, hem de "manevi" yönden bakmalıdırlar,
destek sağlamalıdırlar, "yaşatma, geliştirme ve koruma görevleri"ni yerine getirmelidirler.
Kaynak: Kuran Ansiklopedisi - Turan Dursun
Süleyman Ateş ile neredeyse aynı şeyleri söylemiş değil mi???!!!!