Mem û Zîn; Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Züleyha, Kerem ile Aslı'dan ayrı bir kültür ve ayrı bir dil ile yoğrulmuş bir hikaye olsa da konu olarak aslında aynı denize dökülmekte olan gerçek bir aşk hikayesidir.
Ahmed-i Hani, mesnevisine başlamadan önce dönemin baskın edebi dillerini şaraba ve altına benzetirken Kürtçe'yi ise tortu ve bakıra benzetir.