Sık sık, cuma namazına gidip cemaatle oturan hükümdarların resimlerine rastlardım. Hükümdar süzülmüş gözlerinin arasından büyük bir küçümsemeyle, hakka ermiş gibi bakarak otururdu. Halkını aldattığı gibi, Allah'ını da aldatmaya çalıştığını görürdüm. Çevresinde, söylenen her şeye hayranlıkla kafa sallayan, kısık sesle dua eden, ellerini önlerinde kavuşturan, çevrelerinde olup biteni açıkgöz, kuşkulu, sinsi, saldırmaya hazır, aşağılık bir saldırganlık dolu gözlerle seyreden yüksek görevliler olurdu.