Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Eğer bir "hareket", toplumu ileriye taşıyıp, dönüştürme perspektifine sahipse, koşul­suz ve ikircikli olmayan bir tarzda sosyal ilerleme pers­pektifine sahipse ve öyle hareket ediyorsa, o hareket ilericidir. Bu da, savunduğu "ekonomik büyüme" veya kalkınmanın mutlaka sosyal amaçlar içermesi gerektiği anlamına gelecektir: İstihdam, işçilerin gelirinin artması, herkesin yararına etkin kamu hizmetleri, vb. Fakat buna hemen bir şey daha eklemek gerekiyor: Söz konusu sos­yal ilerleme amaçları, aynı zamanda sosyal yönetimin demokratik yöntemlerinin güçlenmesini ve yaygınlaşma­sını da amaçlamalıdır. Böyle ilave bir koşul, daha baştan ve açıkça anti-demokratik, toplumun geleceğini "kariz­matik" şahsiyetlere emanet eden hareketleri dışlar. Buna ikinci bir koşul daha eklemek gerekir ki, o da sosyal mücadelenin gerçekleştiği "ulusal" alanla ilgilidir. Sorunların ancak ulusal sınarların ötesinde çözülebileceği gerek­çesiyle, sosyal ve demokratik kazanımları savsaklayan, feda eden bir hareket, mümkün ve gerekli bir amacı ger­ çekleştinne şansını kaybedip, çözümü çıkmaz ayın onbeşine bırakmış demektir. Bu anlayış, sorunun çözü­münü Avrupa arenasında belirlenen çerçeveye tabi kılma tercihi yapan sosyal hareketler için de geçerlidir.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.