Julian Barnes'in yazmış olduğu bu roman da ele aldığı ana konu Madam Bovary'nin yazarı Gustave Flaubert'dir. Flaubert'in hayatını, aşkını, dünya görüşünü ve yazmış olduğu eserleri dikkate alarak çok ince ve detaylı bir şekilde düşünülerek yazılmıştır. Fakat bu detay okurken sizi sıkan, okunuştaki akışı bozan bir yazım tarzı değildir. Böyle söylendiğinde biyografi tarzında yazılmış bir roman gibi gözükebilir ama tam olarak öyle değildir. Çünkü kitapda Flaubert anlatırken gizlice satırların arasına serpiştirilmiş bir hikaye daha vardır: Romanın kahramanı Geoffrey Braitwaite'dir. Geoffrey, hayatta olmayan karısı Elen'in gizli yaşantısını anlatıyor. Bu yaşantıyı anlatırken de Flaubert ve kendisi arasında bir köprü kuruyor. İşte tam bu noktada yazarın zekasını görmüş oluyoruz ve okumuş olduğunuz roman iyicene ilginç olmaya başlıyor diyebiliriz. Geoffrey Braitwaite, Flaubert uzmanı emekli doktordur. Her ikisi de yazara ait olduğu varsayılan iki papağanın peşine düşer ve hikayemiz böylece başlamış olur. Kitabı okurken hoşuma giden şey Flaubert anlatılırken kendi hayatları, düşünceleri ile kurmuş oldukları zekice bağlantıdır. Tabi şunu da eş geçmeyelim ki Flaubert hakkında verilen bilgilerde oldukça merak uyandırıcıydı. Kitapla kalın...

Flaubert'in PapağanıJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 2000145 okunma

·

71 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.