Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

170 syf.
8/10 puan verdi
Türkler bir gecede mi Müslüman oldu?
Türklerin Müslüman olması süregelen bir tartışmadır. Bu konuda yaygın iki görüş vardır. Bunlardan ilk akla geleni tarih kitaplarında bize öğretilen Türklerin, eski inançlarına benzerliği ile İslam dininin bir takım konularda benzer özellikleri sayesinde bu dini kabul etmeleridir. Diğer bir görüş ise çok az kişinin kabul ettiği daha doğrusu kabul etmeye cesaret edemediği Türkler kılıç zoruyla Müslüman oldular tezidir. Kitap aslında bize Türklerin Müslüman oluşunun tam bir sürecini anlatmıyor. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere yazar bize Türklerde dini değişim sürecinin başlangıcını anlatıyor. Yazar, maalesef diğer İslam hocaları gibi konuyu yorumlarken yer yer objektif olamıyor. Yazar, yapılan katliamları ve bu katliamlara sebep olan etmenleri kaynaklar ışığında gayet objektif anlatıyor fakat sıkıntı şurada; Sanki Türkler Müslüman olmasaydı başka bir dini benimseseydi yok olup gideceklerdi gibi bir düşüncesi var. Tarihte birçok Türk devleti farklı dinler benimsediler. Maniheizmden tutunda Yahudiliğe kadar Türkler farklı dinleri kabul ettiler ve şartlar ve koşullar izin verdiği sürece de varlıklarını korudular. Yani kitabı okumak isteyen arkadaşlar için belirteyim yazar tipik ümmetçi anlayışına sahip. Ama Yazar, çok kapsamlı bir araştırma ile tarihi vesikalara da ulaşarak konu hakkında bilgilendirici bir eser ortaya çıkarmış. O yüzden anlatılanlar konusunda inanmayan varsa kaynakça kısmından yararlanabilir. Kitapta iki önemli kişi üzerinde duruluyor. Biri Haccac b.Yusuf, biri de Kuteybe. Türklere yapılan çoğu katliamın mimarları bu iki Araptır. Olaylar Türkistan'ın fetihinden sorumlu olan Emevilerin Irak valisi Haccac b.Yusuf'un bölgeye atanmasından sonra başlıyor. Bilinenin aksine bölgeye yapılan fetihler halkı müslüman yapmak için değil İpek yolunun geçtiği Aşağı Türkistanda bulunan zengin kentleri yağma ve talan etmek için yapılıyor.(#74544145) Bölgede güçlü bir Türk devlet bulunmadığından dolayıda Arapların, bölgeye girişleri kolay oluyor. Fakat hesaba katmadıkları biri var. Türgişler'in dinamik hükümdarı Sulu Han! Nasıl ki Kafkasyada bulunan Hazarlar, Araplara karşı Türklerin kurtarıcısı olmuşlarsa; Orta Asyada da Araplara karşı direnen Türgişler, Türk halkının kurtarıcısı olmuşlardır. Araplar bu dinamik genç Türk hükümdarına "Ehi Müzahim; Araplar'a zor günler yaşatan zahmet veren" kimse lakabını takmışlardır. Kuteybe'nin bölgede yaptığı katliamlara, karşı duran Sulu Han'ın müslüman Araplar karşısındaki üstün başarıları Türkistan'daki yerli halk için bir ümit olmuştur. Fakat kısa bir zaman sonra Sulu Han, yine Türklerin mankurtlukları yüzünden ve tabi ki kadim düşmanımız olan Çin'in entrikaları sonunda öldürülüyor. Onun öldürülmesi ile bölgede yeniden Arapların baskısı hissediliyor. Kuteybe'nin ölümünden sonrada Türklere yapılan katliamlar bir nebze olsun azalıyor. Türk Tarihi 670 ila 740 yılları arasındaki dönem sansürlüdür, neden biliyor musunuz? Çünkü din kardeşlerimiz Araplar tarafından; 100.000'in üstünde Türk katledilmiştir. 50.000'in üstünde Türk genci köle ve cariye yapılmıştır. Şehirler yağmalanmış , ganimet diye halkın her şeyi talan edilmiştir. Tüm zenginlikler , tarihi eserler yok edilmiş , yakılmış , yıkılmıştır. Dünyanın en büyük katliamlarından biri olan "Talkan Katliamında" 40.000 Türkün kesilerek 24 km yol boyunca ağaçlarda sallandırılmıştır. (#74740811 #74735820) Aynı şekilde "Curcan Katliamında da esir alınan 40.000 Türk'ün nehir kenarında kafaları kesilmiş , nehrin suyu kıpkızıl olmuş , cesetler yine ağaçlarda sallandırılmıştır. "Teslim olursanız canınız bağışlanacak" sözü hiç bir zaman yerine getirilmemiş, "Şeriat söz tanımaz" denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir. Araplar yaptıkları bu, büyük yağma ve talandan çok büyük servet elde etmişlerdir. Türkler böyle bir vahşet ve mezalimi kadim düşmanları olan Çinlilerden dahi görmemişlerdir. Bu tarihi gerçekler "islam etkilenmesin" düşüncesiyle gizlenmekte, bahsedilmemektedir. Bizlere genel okul kitaplarında anlatıldığı gibi Talas Savaşında Türkler-Araplar kucaklaştı, dost oldular ardından Müslümanlığı seçtiler şeklinde anlatılan hikaye koca bir yalan! Tüm okullarda temelde öğretilen, 751 Talas Savaşı'ndan sonra Karlukların kitleler halinde Müslüman oldukları bilgisi, herhangi bir dayanağı olmayan, yanlış bir bilgidir. Talas Savaşı da değinildiği kadar büyük ve önemli bir savaş değildir. Dönem hakkında bilgi sunan El Cahiz (Türklerin Faziletleri) ve Gerdizi (Tarih-i Gerdizi), Karluklarda herhangi bir Müslümanlaşma olmadığını, aksine halkın genelinde Tengrici inancın sürdüğünü, bunun yanında özellikle boy beyleri ve seçkin boylar arasında Maniheizmin ve Nesturi misyonerler aracılığıyla Nesturi Hristiyanlığının yayıldığını ortaya koyarlar. Öyle ki Maniheizm'e ait bir metinde, Kaşgar bölgesindeki bazı Karluk Türk hükümdarlarının Hristiyan olduğuna dair bilgiler bulunur (Frank Psalty, Türklerde Hristiyanlık). Yine Karluklardan Bar Han adında bir Türk kağanının Hristiyanlık zemininde Doğu Roma İmparatoru ile temas kurması durumu vardır. Ek olarak daha batıdaki Merv'de 720'lerde yaşayan Nesturî patriği Timotheus'un büyük bir Karluk Türk hükümdarının Hristiyan olduğunu bildirmesi, Karluklarda Hristiyanlığın zamanla yaygınlaştığını açıkça ortaya koyar. Yine Karluklara ait Talas şehri, 870'lerde Samanîlere geçince, şehirdeki en büyük tapınağın bir Hristiyan kilisesi olduğunun görülmesi, Karlukların yöneticileri arasında Hristiyanlığın yaygınlaştığını açıkça ortaya koymaktadır. Genel Türk Tarihi alanında yetkin bir hoca olan Osman Karatay da aynı görüşleri belirtir. Öte yandan Karlukların arada bir Abbasiler ile şiddetli savaşlara tutuştuklarını da bilmekteyiz... Peki Karlukların Talas Savaşı ardından bir gecede Müslümanlığa kitleler halinde geçtiğini kimler söylemiştir? Bu söylevler, Özellikle 1947'den sonraki politik değişimler neticesinde bilgiler sunan Osman Turan, M. Fuat Köprülü ve onların politik-siyasi-tarihi görüşlerini devam ettiren öğrencilerinin söylevleridir. Anlatılan bazı gerçekler dine inananları rahatsız edip işlerine gelmeyebilir ama yazar belgeleriyle yazmış. Hem de yazılan kaynaklar Arap tarihçiler ve hadisçilerin tarafından kaleme alınmış. Yani adamların ağzından Türkler'in nasıl müslümanlaştırıldığını görüyorsunuz. Yani Türklerin Müslüman olması bir süreçtir. Hem de 300 yıllık bir süreçtir. Fakat bu süreç katliamlar ile başladı. Türklerin Araplar ile karşılaşmasını iki dönemde ele alabiliriz. Biri mevali politikası güden Emeviler dönemi biri de bu politikadan uzak olan Abbasiler dönemi. Emeviler, Arap olmayan bizden değildir mantığı ile hareket ettiler ve diğer halklara karşı fetih yaparken sert davrandıkları için Türklerin Müslümanlığa kötü bakmalarına sebep oldular. Bu dönemler Müslümanlığa geçişler tek tek olmuştur. Abbasiler ise halifeliğin başına gelmesiyle bu mevali politikasından uzaklaşıp daha ılımlı bir politika takip ederek Türklerin İslamiyet ile tanışmasının yolunu açmışlardır. Asıl toplu geçişler bu dönemde olmuştur. Şahsi düşünceme gelirsek, kılıç zoruyla başlayan bir süreç var ortada. Türk'ün kanıyla sulanmış ekmeği yiyen bir Arap komutanının ne dinine ne de halkına karşı bir sempati duymamı beklemeyin!(#74741239) Ülkede şöyle bir zihniyete sahip kitle var; Türklük beden İslam ruhumuz diyor, İslam ile şereflendik diyor yani İslamiyet'ten önce ruhsuz, şerefsizdik diyor. Bu zihniyette biri için Müslüman olmak yeterli. Bu düşünceye sahip birine istediğiniz kadar Genel Türk Tarihi anlatın, milliyetçilikten bahsedin hatta tüm dünyayı belgeli bir şekilde Türk gösterin yine de o, Arap değerlerini tercih edecektir ve onun gözünde Türklere yapılan katliamların hayırlı(youtube.com/watch?v=E9im7hD...) bir olay olduğunu söyleyecektir. Okumayı düşünenlerin tabularını göz ardı etmesi gerekli. Okurken şunu göreceksiniz ki tarihte hiç kimse güle oynaya, elini kolunu sallayıp din, inanış ve düşüncelerini değiştirmemiştir! Türkler için "hemen Müslümanlığı seçtiler" gibi resmi tarihte anlatılan yalanlardan sıkıldıysanız bu kitabı mutlaka okuyun!
Araplar'ın Türkistan'a Girişi
Araplar'ın Türkistan'a GirişiZekeriya Kitapçı · Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı · 20003 okunma
··2 alıntı·
2 artı 1'leme
·
618 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Diyar okurunun profil resmi
Şuana kadar okuduğum en bilgilendirici incelemeydi çok teşekkürler. Ben de sadece okuldan edindiğim bilgi kadar sınırlıydım bu konuda ama yanlış bilinen doğruları fark etmek çok iyi hissettirdi.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.