Huzursuzluk
İnceleme yapmadan önce hiçbir inceleme okumadım. Belki okumam ve başka okurların da düşüncelerini sentezleyerek bir inceleme yapmam gerekirdi ancak sadece kendi düşüncelerim olsun istedim. Sonrasında başka incelemeleri (olumlu ve olumsuz) de okuyup incelemeye ekleme yapmayı planlıyorum.
Bu kitapla ve genel olarak Livaneli ile ilgili iki okur tipi var gibi hissediyorum. Onu çok sevenler ve hiç sevmeyenler gibi. Bu kitap Livaneli'den okuduğum ilk kitaptı ve kitabı sevdim.
Kitabın konusundan bahsedecek olursak İbrahim, İstanbul'da yaşayan bir gazetecidir ve çocukluk arkadaşı olan Hüseyin'in ölümünü duymasıyla Mardin'e gelir.
Hüseyin'in ölümü ve onun çevresi hakkında bilgi toplamak ister. Bunun için birçok insanla görüşür.
(Kitaptan Ezidiler hakkında birçok şey öğrendim. Sonrasında birkaç video izledim ve gerçekten çok üzüldüm.)
Ortaokuldayken bir kitap yazmaya başlamıştım. Çok güzel yazmıyordum elbette. Fakat televizyonda gördüğüm şehit haberleri ve özellikle onların çocuklarından çok etkilenmiştim. Önemli olan nasıl yazdığımdan çok ne anlatmak istediğimdi benim için. Askerlemizi kimin şehit ettiğini bilmiyordum sanırım. Onlara nefret de beslemiyordum. En çok üzüldüğüm nokta babasız kalan o küçücük çocuklardı. Sanki tarih onları unutmasın, bir zamanlar ülkemizde neler olduğu hatırlansın istiyordum. Bir kitap yazarsam ve insanlar benim kitabımdaki kızın nasıl üzüldüğünü görürse artık şehit haberleri olmayacak gibi geliyordu. Ben de babası asker olduğundan Mardin'e giden bir kızın babasız neler yaşayabileceğini yazdım. (O zamanlar Mardin-Nusaybin adı haberlerde sık sık geçerdi.)
Şimdi bunları neden anlattığımı düşünüyor olabilirsiniz. Kitapta zulme uğrayan Ezidiler, benim bir kitap yazma denememde ise böyle bir grup yok. Benim için askerler, öğretmenler, Mardin'deki bütün halk zulmün içindeydi. Ayırmak istemedim, ne gerek vardı? Livaneli IŞİD demiş zulmü yapanlara. Ben bunu da demedim, bir zulüm varsa zalimin adının ne önemi vardı?
Ben o küçük aklımla bir zulme dur demek istemiştim, Livaneli de. Ben küçüktüm isimlerden anlamazdım. O Ezidiler demişti, IŞİD demişti.
Livaneli ile kendimi aynı kefeye koyma çabası değil bu. Benzer hisler içinde bulunduğumuzu anlatmak istedim.
Yani Huzursuzluk zulmün de, zalimin de bilindiği bir kitap. Ortadoğu'nun yaşadığı zulmü anlatıyor Livaneli.
Livaneli'nin gündeme göre kitap yazdığını düşünenler var. Olabilir ancak ben öyle hissetmedim okurken. Bu zulme tanık olmuş gibi hissettim. Fakat o kadar iyi bir okur değilim, çok acemiyim. (Belirtme ihtiyacı hissettim.)
Livaneli'nin pek de sevilmeyen (diğer kitaplarına kıyasla söylüyorum) bu kitabını ben sevdim.
Ancak naçizane bazı görüşlerim görüşlerim var. Kitapta sürekli Mardin'den bahsederken Mezopotamya kelimesi geçiyordu. Mardinliler örneğin bir sokakta yürürken aklından Mezopotamyayı geçirmiyordur diye düşünüyorum.
Mardin'e hiç gitmedim ancak tarihi bir çok yere sahip olduğunu biliyoruz. Keşke bu güzel yerleri daha çok betimleseydi, hissettirseydi diye düşündüm okurken. Bilirsiniz ki bazı kitaplar hiç gitmediğiniz diyarlara yolculuk etmenizi sağlar. Sanırım bunu istedim.
Benim sevdiğim, merakla okuduğum bir kitap oldu. Şimdi başka incelemeleri de okuyup düşüneceğim. Belki buraya da eklerim. :))
Lütfen siz de okuduysanız düşüncelerinizi belirtin. :)
Eklemeler:
#52088163 Kitapla ilgili olumsuz eleştirilerin de olduğu bir inceleme ve okurken katıldığım yerler oldu. 
Oğuz Aktürk 'un yazdığı inceleme hakkında bir şeyler söylerken kendimi bir garip hissettim :)). Kendi yazdıklarımın sığlığının da farkına vardım. Bu incelemeyi lütfen okuyunuz Huzursuzluk kitabını okumadan önce. Amerika kısmında yazdıklarını okuyunca düşündüm de gerçekten o kısım çok yüzeyseldi. Hatta Amerika kısmı bittiğinde hemen bittiği için şaşırmıştım. İncelemeyi okuyunca Hüseyin karakterinin gerçekten de zamanla kitapta daha geri planda kaldığını fark ettim. Bu incelemede yer alan ölçeklere daha çok dikkat edeceğim.
··
18 görüntüleme
Herkesin eleştiri ve görüş özgürlüğü olduğunu düşünen biri olarak isteyen herkes her kitap ya da her yazar hakkında istediği şeyi diyebilir bence Elif. Sen de kitabı beğenmişsin ve görüşlerini dile getirmişsin mesela, her zaman yazmaya devam etmeni dilerim. :)
İncelememi okumana ve haklı bulduğun yönlerin olmasına sevindim. Livaneli için bu tür eleştiriler yazmaya devam edeceğim. Lütfen kendini de sığ olarak görme. Hepimiz bir gün sığdık fakat araştırmayla, yazmayla ve öğrenmeyle zamanla gelişiyoruz. Eline sağlık.
Farklı düşüncelere sahip olup anlaşabilmek çok güzel. İncelemelere devam edeceğim gelişmeye çabalayarak. Bu yorum beni çok mutlu etti. Teşekkür ederim. :)
Livaneli'nin herhangi bir kitabına başlamayı hiç düşünmedim açıkçası. Ta ki sınıfta bir kız arkadaşın okuduğunu görene ve gelip ilgimi çekeceğini söyleyene kadar. Aslında yine mesafeliydim ama bana içeriğinden bahsedince ilgimi çekti. Benim uluslararası terörizme ilgimi bildiğinden dolayı... Her neyse, kitap içeriği konusunda beni tatmin etti sadece çok fazla duyguya ağırlık vermiş ve onun ötesine çıkamamıştı diyebilirim. Benim ilgili olduğum bir konu olduğu için belki de çok akıcı bir şekilde okudum bilemiyorum. Yine de içeriği gerçeklikle birebir olarak beğenmiştim. Mesela IŞİD'in çocuk gelinler hakkındaki fetvası, dul kalan kadınların başka cihatçılarla evlendirilip 'açıkta' kalmamaları, kız çocuklarına uygulanan sünnet, köle pazarlarında küçük ve bakire olanların daha fazla fiyata satılması gibi daha nicesi. Bunun yanı sıra yanlış bilinen etnik köken hakkında bilgilendirmesi de hoştu. (Bkz:şeytana tapan yezidiler/tavus kuşu) kıssadan hisse benim için bir makale okumak gibiydi. Fazla bir şey söylemek mümkün değil bence, şişirilecek kadar iyi olduğunu düşünmüyorum. Tabii diğer kitaplarını okumadım, sadece bu kitap üzerinden gidiyorum. :)
Evet beni de konusu sebebiyle içine çekti. Her ne kadar teknik yönlerden hataları olsa da verdiği bilgiler ve dediğiniz gibi yanlış bilinen bir konuda doğrusunu yazması güzeldi. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.