Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

656 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Büyük Sorular
1- Koca yüreklilik nedir, ''gerçek insan'' nedir? Dickens bu romanda bizlere Joe ile, Abel Magwitch ile, Biddy ile, Herbert ile koca yürekliliğin ne olduğunu açıklıyor. Kişiler üzerinden gideceğim: a- Joe: ''Ağlamaya başlayıp özürler dileyerek Joe’nun boynuna sarıldım; o da maşayı elinden atıp boynuma sarılarak, 'Canciğer dostuz değil mi Pip, ölünceye dek?' dedi. Bir çocuğa çocuk gibi davranmamak çok önemlidir. Yeri geldiğinde davranılır tabii ama ona kendini güvende hisettirir ''Canciğer dost olmak.'' Hem onun sevgisini kazanırsın sonsuza dek, hem de büyüyünce, ne olursa olsun, aklında kalırsın. Bu, insanlık belirtisi, sevgi belirtisidir. “Ben kendi malımı kimseden esirgemem,” diyerek durumu düzeltti. “İşlediğin suç neymiş bilmiyorum. Ama ne olursa olsun açlıktan ölmeni istemezdik, zavallı, sefil kardeşçik... istemezdik değil mi, Pip?'' Bunu herkes yapmaz. Genelde herkes ''bir mahkûm o,'' diyerek başından savar onları. Ölüme sürükler. Joe'nun bu davranışı da ''insanlık'' belirtisidir. ''Pip, iki gözüm dostum benim, yaşamak dediğin nedir ki? Kaynakla birbirine tutturulmuş ayrılık halkalarından bir zincirdir, söz gelişi. İnsan dediğin de kimi demircidir, kimi bakırcıdır, kimisi de kuyumcu. Bu tür ayrımlar eninde sonunda kaçınılmaz olur; karşılaştıkça katlanmaktan başka çıkar yol yoktur.'' Filozoftur da ayrıca Joe, her ne kadar cahil olsa da onu ''insan'' olması yüceltiyor. Yüz tane, bin tane kitap okusak ve egomuz tavan yapsa, herkesi hor görsek o kitaplar neye yarar ki? Önemli olan kitaplarla ''insan'' olmayı öğrenmek. Ayrıca Pip'in kendisi de ne kadar muhteşem olduğunu söylüyor Joe'nun: ''Her şeye katlanan, beni her zaman seven Joe, yakınmak nedir bilmezsin sen.'' ''Joe'da hiçbir değişiklik yoktu; gene öyle katıksız, yalın bir sevgiyle bana sımsıkı bağlı, öylesine tam benim gönlümce.'' Böyle ''insan''lar hiçbir zaman kabuk değiştirmezler, adamına göre yağ çekmezler. Onlar herkese aynı, sevecen, temiz yüreklidirler. Ayrıca Joe'ya muhteşem bir şey söylüyor: ''Tanrı razı olsun ondan!'' deyip duruyordum. ''Bu gerçek insandan Tanrı razı olsun. '' Burada ''gerçek insan'' tabirine dikkat çekmek istiyorum. Hepimiz Joe'dan ders çıkarmalı, onun bu muhteşem özelliklerinden ibret almalıyız. Hepimiz ''gerçek insan'' olmalıyız. b- Biddy: Biddy çocuk yaşına rağmen olgunluğuyla, her şeye sevecen, canlı, yardımsever davranması ile, sakinliği ile, insanı anlaması, ona göre yorum yapması ile ''gerçek insan''. c- Herbert: Herbert de canlılığı ile, her ne olursa olsun güler yüzü ile, arkadaşına karşı yardımseverliği, dostluğu, desteği ile ''gerçek insan''. d- Abel Magwitch -Provis- : ''Bana yapmadıkları şey kalmadı diyebilirim; ipe çekmekten gayri... Değerli gümüş çaydanlık filanmışım gibi üstüme kilitler vurup durdular, oradan alıp oraya taşıdılar, o kentten kovdular, öbüründen dışarı attılar, işkence sehpalarına gerip kırbaçtan geçirdiler, dayak attılar, hırpaladılar, canımdan bezdirdiler. '' Bunları okuyunca aklıma hemen Dostoyevski'nin şu sözü geldi: ''Acı ve üzüntü, engin bir bilinç ve derin bir yürek için her zaman gereklidir.'' Gerçekten de öyle, ne güzel demiş! ''Sen çalışmak zorunda kalmayasın diye ben eşekler gibi çalıştım,'' der Provis. Küçücük bir çocuk ona yardım etti ve o da eşekler gibi çalıştı. Hiç ''Belki şimdi olsa yarım etmezdi,'' diye düşünmeden Pip'e yardım etti, onun bir beyefendi olmasını sağladı ve Pip'in isteğini gizliden gizliye yerine getirdi. Bu, koca yürekliliktir! ''Sevgili oğlum benim,'' dedi. ''Bunu göze almışım ben; başıma gelecekleri çekerim. Oğlumu gördüm ya, bu yeter bana. Bensiz de beyefendi olarak yaşayabilir o.'' Sırf bir başkasının yaşaması için hayatını feda etmek kolay bir şey değildir, insana acı gelir. Abel da o kadar muhteşem bir insandı ki sırf Pip için çalıştı, didindi. Hayatına mal oldu bu! ''Gücünün sonuna gelmiş insanların uysallığıyla yazgısına boyun eğmişti. Kimi davranış ve sözlerinden anlıyordum ki çok zaman geçmişi düşünüyor, 'Daha iyi koşullar altında acaba daha iyi bir insan olur muydum?' diye kendi kendine soruyordu. Gelgelelim hiçbir zaman böyle bir olasılığa değinerek kendini temize çıkarmaya, geçmişin o değişmez kalıbını kırıp olayları başka biçimde göstermeye kalkışmıyordu.'' Gerçeklerden kaçmak çok olağan bir şeydir. Gerçeklerden kaçmamak ise çok zor bir şeydir. Abel Magwitch gerçeklerden kaçmayarak, günahlarını kabul ederek ve iyilik için çabalayarak koca yürekli insan, ''gerçek insan'', oldu. Bu soruyu kapatmadan önce başka bir söz söylemek istiyorum: -yine Büyük Umutlar'dan- ''İnsancıl, temiz yürekli, çalışkan birinin dünya üzerindeki etkisinin kapsamı ne denli geniş olsun bunu kestirmek olanaksızdır. '' 2- Gerçek sevgi nedir? Bu sorunun cevabını Miss Havisham'dan öğrenelim: ''Gerçek sevginin ne olduğunu anlatayım sana,'' dedi. ''Körü körüne bağlanmak, kendini hiç sorgusuz aşağılatmaktır. Karşısındakine yüzde yüz boyun eğmek; kendi aklına tüm dünyanın uyarılarına karşın ona güvenmek, benliğini cellatının eline hiç esirgemeden vermektir. '' 3-Umutsuzluğa rağmen sevmek olur mu? ''Her zaman değilse de çoğu zaman biliyordum ki onu sevmem delilikti, umutsuzluktu, mutsuzluktu, aklın, mantığın, iç rahatının, dirliğin tümüyle dışında bir şeydi. Onu sevmemin yıkım olduğunu biliyordum., gene de baştan söyleyeyim, bunu bilmek sevgimi zerrece azaltmıyordu. Onun kusursuz bir melek olduğuna yürekten inansam, duygularımı ancak bu kadar başıboş bırakabilirdim...'' ''Güvensizliğime, umutsuzluğuma karşın seviyordum onu, vazgeçemiyordum sevmekten. Ama bunu bin kez yinelemenin ne gereği var? Hep böyle olagelmiş değil miydi? '' 4- Aşkta yanlış seçim yaparsan, daha iyi birine âşık olabilir misin tekrardan? ''Biddy'nin her söylediği doğruydu, yerindeydi. Biddy insanı kırmıyordu, naz yapmıyordu, esen rüzgâra göre değişmiyordu. Beni üzmek Biddy için kıvanç değil acı idi; benim yüreğimi yaralamaktansa kendi yüreğini yaralamak yeğ gelirdi ona. Öyleyse nasıl oluyordu da onu ötekisinden daha çok sevmiyorum.'' 5- Âşık aşkını unutabilir mi? Pip'ten öğrenelim bu soruyu da: ''Unutup gitmek mi? Ah, Estella, benim varlığımın, öz benliğimin parçasısın sen.'' ''Estella, 'Seni çok düşündüm,' dedi.'' ''Öyle mi'' ''Hele son zamanlarda, pek çok. Uzun, çetin yıllar boyunca birçok anıları kendimden uzak tuttun. Toyluğum yüzünden değerini bilmeyip yitirdiğim şeylerin anıları... Ne var ki beni engelleyen görevler ortadan kalktıktan sonra bu anılara da gönlümde yer vermeye başladım.''' ''Bense seni gönlümden hiçbir zaman çıkarmadım.'' 6- Zenginlik her zaman mutluluk getirir mi? Pip için savurganlık güzel, hoş da her zaman değil tabii. Çalışmak gerek, her zaman hazıra konamıyorsun. Ayrıca değerli insanları da kaybetmemek gerek -Joe, Biddy, Abel, Herbert gibi insanları-. O da bunların bazılarından utanınca, uzaklaşınca zenginlik de mutluluk vermiyor tabii, boşluğa düşüyor insan, yaşayamıyor, zevk alamıyor. Shakespeare'in Atinalı Timon'da dediği gibi: ''Gönül rızasıyla fakirlik, kararsız zenginlikten Hem daha uzun ömürlüdür, Hem daha tez varır mutluluğa.'' 7- Her anımız önemli midir ? Bu pasaj ''Kader Zinciri''ni güzel açıklamış. ''Unutulmaz bir gün oldu benim için, çünkü bende büyük değişimler yarattı. Zaten herkesin yaşamında böyle olmaz mı? Yaşamınızdaki sayılı günlerden bir tekini silin... yazgınızın yönü kim bilir nasıl değişik olurdu! Bunu okurken bir dakika durun, sizi çekip götüren zinciri düşünün; ister demirden olsun ister altından, ister çiçeklerden ister dikenlerden örülü olsun... o unutulmaz günlerin birinde ilk halkası yaratılmasaydı, bu zincir belki de size, yaşantınıza hiç dolanmayacaktı.'' 8-Çıkarcılık ve insanlar: ''Varlığa kavuştuğum sıralarda gözüme girmek için beni sıcacık ilgiyle bağrına basan Blur Boar'ın, varlıktan düştüğüm şu günümde buz gibi bir ilgisizlikle bana sır çevirdiğini gördüm.'' 9- Nankörlük nedir ? Bunu Pip ile çok güzel anlıyoruz. O ''gerçek insanlar''dan utanması, onlardan ayrılması ve yanlarına gitmek istememesi, yanlış insanlarla, çıkarcı insanlarla takılması, o insanların ne kadar değerli varlıklar olduğunu anlamaması nankörlüğün büyük bir kanıtı. Faydam dokunduysa ne mutlu bana, keyifli ve verimli okumalar.
Büyük Umutlar
Büyük UmutlarCharles Dickens · Can Yayınları · 201714,2bin okunma
··
595 görüntüleme
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
9 maddede kendinize sorduğunuz ve cevap aradığınız sorular oldukça güzel. 7. madde dikkatimi çekti, demek ki videolarımız doğru yerlere ulaşıyor ve birilerinin hayatlarında çeşitli değişikliklere sebep oluyor. Bu kitabın incelemesinde bu konudan ve benden bahsettiğiniz için teşekkür ederim. Dickens'a hakim değilim fakat bu kitabı okuduğumda bu incelemeye tekrar döneceğim, elinize sağlık
Fëanor okurunun profil resmi
Ben de teşekkür ederim. Laf olsun diye bahsetmedim, gerçekten de videonuz güzeldi. Sizin gibi benim amacım da az-çok insanlara tesir etmek. Siz bunu başarıyorsunuz. Umarım ben de ileride başarırım. Bu arada Dickens'ı okumanızı tavsiye ederim. İyi günler, iyi okumalar.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.