Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

264 syf.
10/10 puan verdi
Anlar beni Deliler..
"Benden kimsenin bir şey istemediği bir ülkede, ben kendim istediğim ve sen istediğin için yazdığımı biliyorum. Ama, Türk Edebiyatı Tarihine geçen kitap yazdığımı da daha baştan gene biliyordum. Ancak, bu günleri, bu mücadeleyi de kendi öz hayatım olarak yaptığımı da biliyorum. Her kitabım olay oluyor. Ama ben, yapayalnız bu olayı yaratan insan, toplumdan soyutlanmış bir halde yaşamak zorundayım Çünkü, benim yazdığım biçimde bir yazar için, dünyayla alışveriş kurmaya imkan yok. Gözlerimi, kulaklarımı, kalbimi, kapatmalıyım bütün güzelliklere, zenginliklere ki, aklım herkesin görüp sevdiği şeyleri görmesin, güzelliklere dalıp yanlış düşüncelere kapılmayayım. Sevgi mevgi isteyip kendi kendimi kandırmayayım... Sonra benim yaşadığım yaşam beni cezalandırır, yazı yazamam... Konusu kendi kendisi olan bir edebiyat benimki.." Mach 1'dan Mektuplar, Sevim Burak Aylarca süren ve daha yıllarca sürecek olan Sevim Burak'ı okuma yolculuğunda bir durağa daha geldim. Bu durak tüm eserlerinin okumalarını bitirmiş olmanın durağı... imgyukle.com/i/S5MUMh Kısa, çarpıcı, sarsıcı, derin, özgün, hiç kimseye... "Konusu kendi kendisi olan" topluma kırgın, üzgün.. toplumu yazmayarak cezalandıran, nitelikli edebiyattan yıllarca mahrum bırakan bir yazar.. Her yazdığı olay olan, yaşadığı sürece edebiyat gündemine damgasını vuran, "Türk gençleri zekidir. Beni anlayacaktır." Diyerek basmakalıp Eril edebiyat otoritelerinin iktidarını yok sayan, içine kapanık, oğlundan ve kızından başka kimseyi hayatına dahil etmek istemeyen, yaşadığı iki evlilik sürecinde duygusal şiddete maruz kalan, sözde sanatçılarla evlenen ona rağmen, erkek sanatçı duyarlılığına rağmen aldatılan, ikinci eşine(Ressam Ömer Uluç'a): "Beni aldattığını düşünmüyorum. Çünkü öyle bir şey yaparsan senden ayrılacağımı biliyorsun. Ama bunu bildiğin halde bu hainliği yapacağını ummuyorum." Kadın kimliğinin aşağılanmasına izin vermeyen kadın Sevim Burak.. tüm bunlara rağmen aldatıldı.. 1980 kışında kendi evinde kaloriferler yanmadığı için eşi Ömer Uluç "Elfe'yi (kızı) al gel benim evimde kalın" dedi. geçirdiği zatürreden kaynaklı yerinden kalkamayan günlerce yatakta iyileşmeyi bekleyen Sevim Burak.. Kapı çalınır. Evi boşaltın ihtarı verilir... Kapıyı çalan Kaynana kapıyı açan torun.. Ömer Uluç'un annesi Sevim Burak'a o kadar büyük nefret beslemiş ki.. doktorun yirmi gün yatması lazım hayati tehlikesi var, kalbi var, ayağa kalkmasın demesine rağmen onu polis zoruyla evden attırdı.. meğer ev eşinin değil de annesininmiş.. meğer Ömer Uluç o evde annesiyle yaşıyor olduğu halde sarhoş günlerinde çeşitli sokak kadınlarını getirerek ihanet ediyormuş.. Sevim Burak eşinin annesine "bu öfkenin bir sebebi olmalı?" Diye sorduğu zaman. Eline ayağına kapanıp "bari iyileşene kadar burada kalmama izin verin dediği zaman, torunun nenesine neden böyle yapıyorsunuz? Bu halde nereye gideceğiz" diye sitem etmesine rağmen evden attırılan Sevim Burak'a olan öfkenin bahanesi: "Kadının nikaha çağrılmamış olmasıymış..." Sevim Burak o zaman afalladı... Neden, neden acaba diye sorarken onu evden çıkarmak için gelen polis: "Geçmiş olsun hanımefendi, anladığım kadarıyla siz bir komploya uğramışsınız. Anne hanımla oğlu size birlikte bu oyunu oynamaya kalkmışlar" dedi. Ne olabilir sebebi? diye sordum. Polis de bir düşündü, o da bir sebep bulamadı, sonra birden hatırlamış gibi "Hiç, ne olacak .. Kötülük" dedi... Kötülük haa? İşte o zaman kitabımdan çıkmış kahramanımla bütün o çok bilmiş edebiyatlı hikayelerime ve edebiyatıma, sadece edebiyat yapmak için yaşayan kendime lanet ettim. Orta halli bir polisin 'Kötülük'ten haberi vardı, benim yoktu...." Beni Deliler Anlar, sayfa 51 Şimdi yazının başındaki ilk alıntıya dönersek: "Sevgi mevgi isteyip kendi kendimi kandırmayayım... Sonra benim yaşadığım yaşam beni cezalandırır, yazı yazamam... Konusu kendi kendisi olan bir edebiyat.." Sonra Sevim Burak anlaşılmaz oluyor... Sonra Sevim Burak okunması zor olan bir yazar oluyor.. Sonra Sevim Burak unutulan bir yazar oluyor.. Afrika Dansı'nda yazmıştı halbuki.. "O YOSUNLAR ARASINA SAKLANMIŞ KALBİNİZİ GÖRELİM ORAYA NE MOLOZLAR TAKILMIŞ NE MİDYELER NE YILANLAR SARILMIŞ BÜYÜK KALBİNİZİ GÖRELİM....... CANIM BİZE NE SİZ BÜYÜTMÜŞSÜNÜZ BÖYLE KALP DOĞUŞTAN OLMAZ." Bazı yazarlar ortaya yazar.. sokaktan toplar malzemesini.. oturduğu deniz kenarında gözlemlediği bir balıkçıyı yazar, uçan martıyı, dolaşan sokak hayvanlarını, sokakların hengamesini, küçük kızların evlendirilişini, kadınların katledilişini yazar... Herkes okur, herkes anlar.. Sevim Burak'ın yazdığı bütün kitaplarda merkezi kendisi, kendi yaşantısı, annesi, oğlu... oluşturur. O yüzden hayatını iyice bilmeden, yaşadığı zorlukları, aykırı kimliğini, duygusal çöküntüleri, iki kez boşanmış ve yazdıkları klasik edebiyat aşıkları yüzünden cezalandırılan maddi manevî zorluklarla uğraşan bu kadını bilmeden yazdıkları karşısında afallamak, Ne diyor bu yazar? Neyi anlatıyor? Diye söylemlerde bulunmak çok kolay.. Beni Deliler Anlar kitabında bu durumu açıklığa kavuşturuyor Sevim Burak: "Benim çizdiğim dünyaya bakarak boşuna ararlar kendilerini. Başkalarına bir şey yok. Kendime. Bu bok dünyaya bir şey yok artık. Zırnık vermem." Bu inceleme ortak bir inceleme. imgyukle.com/i/S5lBnj Beni Deliler Anlar tüm mektuplarını, Mach I'den Mektuplar ise sadece oğlu Karaca'ya olan mektuplarını içeriyor. O yuzden Beni Deliler Anlar kitabını okumanız mektupları için yeterli olacaktır. Yazarı kimliğini, yazım tarzını, aykırı dil kullanımını çok konuştuk. Etkinlik düzenledik.. #75373657 Yüzlerce alıntı paylaştık. Kitaplarını tanıttık katılanlar ve katılmayıp alıntıları, incelemeleri okuyanlarla unutulan bu değere bir nebze de olsa sahip çıktık. Ben de elimden geldiğince tanıtmak, aktarmak adına uğraş verdim. Benim ve diğer arkadaşların katkılarıyla Sevim Burak incelemeleri: Yanık Saraylar: #69263845 Afrika Dansı: #60246213 #77941367 #78193534 Everest My Lord ~ İşte Baş İşte Gövde İşte Kanatlar: #68809268 Palyaço Ruşen: #77739503 #77713596 Sahibinin Sesi: #77856856 #77931299 #78413471 Geriye kalıyor Ford Mach I... O kitabı ayrı bir edebiyat olayı ve yarım kaldığı için ilk okumamdan sonra bir şey yazmak istemedim. İlerleyen zamanlarda tekrar okuyup iyice sindirebilirsem hakkında bir şeyler yazacağım.. Şimdi yazar kimliğini bir kenara bırakıp "Anne" kimliğine dönüş yapalım.. İki evlilik 25 yıl.. "Geçirdiğim, 25 yıllık iki evlilik beni, ruhen yıktı. Sinirsel olarak erkeklerden kaçıyorum ve de korkuyorum." Mach I'den Mektuplar Mektuplarının büyük çoğunluğu Amerika'da yaşayan ve ilk eşiyle evliliğinden olan oğlu Karaca'ya gönderilmiştir. Oğlu Karaca Annesinin ölümünden sonra yayımlanan mektupların ön sözünde şunları yazacaktı: " Sevim Burak annem ile ayrı yalnızlıklar yaşadığımız halde birbirimizin gerçeklerine mektupla, düşünce ve derin duygularla dokunabildik. Bugün bu ilişki daha hızlı ve derinden sürüyor yüreğimde.. Benim ihtiyacım, beni beslediği eşsiz kaynaktan gelen, beni, bana akıl almaz rahatlıkla ve sevgi ile anlatıp yönlendiren kendisine, sanatçı kişiliğinedir. Beni ne denli okuduğunu, zamanla-kimi zaman ondan yoksun olmamın verdiği dehşetle- anlıyorum. Ancak her şeyi fazlası ile anlamak ne olursa olsun rahatsız edici. Gerçekler zaman zaman tam manası ile bir hastalık olmakta Sevim Burak'ın eksikliğinde." Oğlu Karaca çok uzun yıllar Amerika'da yaşamını sürdürdü. Ama duru Türkçe kullanımı hiç değişmedi çünkü sayfalar dolusu mektuplar gidip geliyordu Türkiye'ye. Elli yıl öncesinde Türkiye'deki mevcut anne profilinin çok ötesinde, daha çağdaş, daha sırdaş bir anneye sahip olmak ve onun ardından bir şeyler yazmak Karaca için çok zor olmalı. Her şeyini oğluna anlatan bir Sevim Burak'ı göreceğiz mektuplarda. Tüm kırgınlıklarını, tüm düşüncelerini, üretimlerinin tüm ayrıntılarını, gündeme geldiği zaman edebiyat dünyasında dönen dedikoduları, onun diğer yazarlar hakkında düşündüklerini, ya da diğer edebî ekoller hakkında düşündüklerini okuyacağız. Bazen aynı düşünceye sahip olacağız bazen onu acımasız bulacağız ama bu Sevim Burak yerli edebiyatın nitelikliliği konusunda çıtayı zirveye taşıyan Sevim Burak.. birkaç laf edişini de çok görmemek lazım.. Şimdi bu Mektupların yayınlanma aşamasına gelelim oğlu Karaca'nın üstünde durduğu bir nokta var. Benim ona ek olarak vurgu yapacağım bir nokta daha var. Önce Karaca ile başlayalım.. Sevim Burak'ın Beni Deliler Anlar kitabında bulunan ve Isıl Sabuncuyan'a yazdığı bir mektupta geçen. '' Romanlarını bitiremezsem bu mektubun yayınlanmasını istemiyorum." İfadesine ve bu ifadenin kullandığı tarihten sonra iki kitabının çıkmış olması Karaca'nın Mektuplar'ı yayınlamasının dayanağını oluşturur. Oğluna göre Sevim Burak öteden beri Mektuplar'ının basılacak olduğunu düşünüyordu. Oğlu da hiçbir şeyi atlamadan Sevim Burak'ın Sevim Burak olarak kaldığı her ayrıntıyı cesur bir şekilde yayınevine vermiştir. Benim değineceğim ikinci nokta: "Salah Birsel" yıllarca Sevim Burak'ın evine gidip röportajlar yapan isimdir. Sevim Burak'ın edebi tarzı karşısında büyülenen, herkes ondan kaçarken o Sevim Burak'ın eteklerine yapışıp yanında kalmaya çalışan Salah Birsel.. yine Sevim Burak'ın evine geldiği bir günde geçen muhabbeti şöyle aktarıyor Sevim Burak: "Salah Birsel, (Senin en sevdiğin Hacivat'ın Evi şiirini yazan, boyuna bize geliyor, boyuna benimle ilgili izlenimlerini kitaplarına yazıyor.) Elfe'ye, "Annenin yazdığı her kağıt parçasını lütfen sakla, bunu unutma, Türk edebiyatının en büyük yazarıdır, başkaları da anlıyacak" Elfe, "O, sadece Ağabeyime yazıyor, maalesef..." diye konuşunca, "Aman Elfe, lütfen onları da saklamasını şöyle ağabeyine" dedi." Aslında Sevim Burak başkalarının onu övmesine ihtiyacı olamayan bir yazardır. Çünkü kendi değerinin farkında olan ve kendini ucuzlatmayan bir insandı. Ama edebiyat otoritelerinin onu dışlamış olması gölgede kalmasına neden oldu. Salah Birsel'in bu ifadeleri bu yüzden çok önemlidir. Neden bir sürü düşman edindiğini de şöyle anlatıyor bizlere: "Benim büyük bir yazar olduğum kanıtlanırsa, yıllardır bunların edebiyat yapmadıkları ortaya çıkacak, işi bilmedikleri ortaya çıkacak da ondan..." Sen büyük bir yazarsın. Onlar istedikleri kadar seni okumasınlar, seni unutsunlar, dışlasınlar.. onlara ihtiyacın olmadı hiçbir zaman zira sen onlar için bir harfi dahi kaleme almamıştın unuttun mu? Bu Mektuplar'ı diğer eserleinin telifini alan YKY basamadı. Çünkü büyük yayınevlerinin derdi para edecek olanı elde etmektir. Bu Mektuplar'ı Sevim Burak'ın en büyük destekçilerinden biri ve Adam Yayınları'na yakın olan söz geçirten Mehmet Fuat bastırmadı. Öfkeden hop oturup hop kalkarak okudu.. Bu Mektuplar'ı Yanık Saraylar, Sahibinin Sesi ve Palyaço Ruşen'i basarak edebiyata damgasını vuran yazarı elinde tutan Adam Yayınları'nın sahibi Nazar Büyüm basamadı. Hepiniz korktunuz ondan ama o hiçbirinizi umursamadı. Çünkü O hiçbirinize yazmadı: "Bu dünyayı izleyenlere bir halt yok . Açıkgözler için hiçbir şey yazmayacağım. Dünyalarını kaybetmişler için, kendim için yazacağım... Erken bunamışlara, hayalperestlere, çok acıklılara, bu dünyadan gitmek üzere hazırlık yapanlara yazacağım. Yalnız aklını kaybetmişlerle bu dünyayı paylaşacağım. Aşktan aklını oynatanlara, şizofrenlere, aşırı romantiklere ve aşırı sadistlere... Delilere yazacağım." Şimdilik bu kadar.. youtu.be/tdC6TdCZfBc
Beni Deliler Anlar
Beni Deliler AnlarSevim Burak · Hayy Kitap · 20096 okunma
··
273 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
Emeğine sağlık Adem. Yine her şeyi ile tam bir inceleme yazmışsın. Okuma etkinliğin sayesinde tanıdığım bir yazar Sevim Burak. Hep diyorum, 1k sayesinde tanımadığım yazarları, bilmediğim kitapları öğrendim. Kimi 15 yaşında öğrenir, kimi 50 yaşından sonra öğrenir. Olsun öğrenmenin yaşı yoktur, önemli olan öğrenmek değil mi? Geç de olsa öğreniyorum. Çünkü ben bir eğitimciyim. İşim öğretmek kadar öğrenmektir de. Sen ve https://1000kitap.com/Nordavind sayesinde toplumcu gerçekçi yazarların kitaplarını okudum, okumaya da devam edeceğim. İkinize de bizlere tanıttığınız için teşekkür ederim. Ben de, hikayenin dışına çıkamayan incelemelerimle dostlarıma tanıtmaya çalışıyorum. Okuyanlar çoğaldıkça da seviniyorum. Her geçen gün kitaplığım zenginleşiyor. Sevim Burak da, sayende kitaplığıma eklenecek olan bir yazar. Bazen insan kötülüğü tanıyamıyor, tıpkı Sevim Burak'ın tanımadığı gibi. Çünkü o kötülük nedir bilmiyor. Gerçekten yürek burkan bir hayat yaşamış. İnsanların onu anlamaması ne acı. Bazen insan ne kadar istese de kendini anlatamıyor. Anlaşılmamız dileği ile. Kalemine sağlık.
1 önceki yanıtı göster
Adem okurunun profil resmi
Hocam çok iyi bir noktaya değinmişsiniz. İnsan öğrenme algısı açık olduğu müddetçe var olur bana göre. Yaşın bir önemi yoktur. Gençlerimize bakıyoruz popüler kültüre boyun eğmiş, gerçek değerleri aktaran basılı metinlerden bihaber yaşayıp gidiyorlar.. Bir köşeye çekilip izlemek en kolayı.. Hepimizin bu yazdıkları katlanarak ilerliyor yeni insanlara ulaşıyor. Popüler edebiyattan gerçek, kaliteli edebiyat çizgisine döndürebildiğimiz her insan bizim için çok önemli. Siz de yeni katıldınız lakin şimdiden bu sitede bulunanlara çok şey kattınız. Daha fazla şey katacağınız da kesin sizi takip edenlerin size gösterdikleri saygı ve sevgi sizi dinleyecek olduklarına en büyük işaret. Başka kitaplarda, başka yazarlarda görüşmek üzere. Sevgilerle..
1 sonraki yanıtı göster
Neşe okurunun profil resmi
Ne yazmışsın, nasıl yazmışsın öyle Adem! Duygudan duyguya sürükledin beni. Ellerin dert görmesin. 🌼 Yakın zamanda edineyim bu kitabı da. Daha Sevgi Soysal kitapları var, başkaları var... Nasıl yetişeceğiz bilmem:) Olsun, gücümüz yetene kadar deyip devam edelim.😊
Adem okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Hocam. O kadar çok kitap var ki okunması gereken.. bu telaş içinde hızımı elinden geldiğince arttırmaya çaba gösteriyorum. Edebiyatımız derya deniz daha okunması, anlatılması gereken nice yazarlar var. Dediğiniz gibi gücümüz yettiğince devam edeceğiz. Bu kitabı kütüphaneler dışında bulmanız zor sahaflar fahiş fiyatlarla satıyor çok az sayıda kitap var. Yeni baskısı da olmadığı için sıkıntılı bir durum. Ama halk kütüphanelerinin çoğunda var. Sahaflardan Mach I'den Mektuplar kitabını daha kolay temin edersiniz ikisinin arasında beş altı mektup farkı var. Sevgi Soysal'a ayrı bir parantez açacağınız günleri de bekliyorum. O da ayrı bir değer. İyi okumalar şimdiden. :)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.