Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Daha önce belirttiğimiz gibi pozitivizm, özne ile nesne arasındaki ilişkilerin sorunsallığından kurtulmak, özellikle de bu sorunsala geleneksel olarak verilmiş ve ‘metafizik’ bulduğu çözümlerden kaçınmak için (Rasyonalizm, radikal ampirizm gibi), öznelliği ortadan kaldırmak nesnel düşünce içeriklerinin var olabileceğini öne sürmüştür. Özne ile nesnenin etkileşiminden doğan fakat giderek bu etkileşimden bağımsızlaşan, hatta bu etkileşime yön veren nesnel bu bilgi içeriği, bilgi ortamı gelişmektedir, (32) ki biz buna topluca çağdaş bilimsel bilgi ya da çağdaş uygarlık diyoruz. Nesnel bilgi içeriklerinin insanı yabancılaştırıcı etkilerini unutmamak koşuluyla, pozitivizmle belki buraya kadar anlaşmak mümkündür. Ancak, önemli olan bu bilgi ortamının nasıl bu ortam olduğudur. Pozitivizme göre bu ortam tamamıyla özerktir ve epistemoloji bu bilgi ortamını çözümlemek için kullanılan bu ‘üst’ düzey (meta) söylemse, doğrudan doğruya bilgi içerikleriyle uğraşmalı, bilgi içerilderini ortaya atan öznelerin düşünce veya inançlanyla ilgilenmemelidir. Epistemoloji de nesnel olmalıdır. Bu önermeyi epistemolojinin sosyal olmaması şeklinde anlayabiliriz. (32) Popper bu ortama, nesnel durumların ve öznel tavırların koşullarından bağımsız olarak "üçüncü dünya” adını vermiştir. Bu görüşünü ileri sürdüğü makale de gayet uygun olarak “Bilen bir özne olmadan epistemoloji" başlığını taşımaktadır. Bkz. Nesnel Bilgi kitabı, s. 106
·
221 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.