Avustralyalı, Yahudi kökenli, gazeteci/yazar Muhammed Esed'in 1900'lü yılların başında ki Arabistan hakkında yazdığı sohbet havasında, makale gerçekliğinde ki kitabı; Mekke'ye Giden Yol.
Müslüman olmadan önce Arabistan hakkındaki izlenimlerini samimiyetle kaleme almış Esed. Dostu Kral Suud'un tahta çıkmasından tutun da ed-Daviş'in İngiltere ve ihvânlar desteği ile isyan başlatma çabasına, kabile yaşamlarından, Arap kültürünün inceliklerine, Arapça'nın kaba lehçesinin ardındaki zarafete ve İslam'ın hayata nasıl nakşedildiğine kadar ayrıntılı bir seyehatname olduğu bile söylenebilir. (Benim en çok heyecanlandığım kısım Ömer el-Muhtar ile ahbaplığı ve Muhtar'ın şehit edilmeden 8 ay önce ki görüşmeleriydi.)
Kitap on iki bölümden oluşmakta. Bazı bölümleri akıcıyken bazı bölümleri oldukça zor ilerliyor.
Yazar Esed, yarım asırlık Arap tarihinde şahit olduğu, gözlemlediği ve başından geçenleri dört yüz seksen sekiz sayfaya sığdırmış. Bu yanıyla bir arşiv değerinde olduğundan okunası bir kitap. Ancak Esed vefatından önce yaklaşık beş ciltlik bir tefsir kitabı yazmış (Kur'an Mesajı) ve bu tefsirde ehl-i sünnet tarafından kabul görmeyen hatta sapkınca denilebilecek ifadelerin yer aldığı konusunda eleştirilmiştir. Fizikötesi, manevi kavramlara aklî bir yaklaşımda bulunmuş ve mânâyı kaybetmiştir. İşin daha da felaket yanı ise, İngilizce oldukça az tefsir kitabı bulunması sebebiyle bu tefsir kitabının yabancı ülkelerde okunma sayısının fazla olmasıdır. İşte bu nedenler dolayısıyla "Mekke'ye Giden Yol" isimli bu kitaba da pek çok eleştirmen, şüphe ile yaklaşmaktadır. Ancak incelediğim kadarıyla bu kitabında sıkıntılı bir emare yoktu. Özellikle bazı konuları öyle güzel ele almıştı ki (İslam'da dört hanım ile evlilik, hac vazifesi ve namaz bahisleri) etkilenmemek elde değildi.