Çok sevdiğim yazarın edebiyat dünyasında ismi çokça geçen kitaplarından birini okudum. 1950li yıllarda geçen kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde Nicholas adlı edebiyat
öğretmeninin kız arkadaşıyla yaşadığı ilişki durumunu, ikinci kısımda ise herkesten özellikle de kendinden kaçmak isteyen karakterin Yunanistan'ın ücra bir köşesinde yaşamaya başlamasıyla
gelişen olayları okuyoruz. O adada yaşananları 600 sayfa hiç merakım dinmeden okudum. Mitoloji göndermeleri bol bol var, kitabı okumadan önce Shakespeare Fırtına adlı oyunu hakkında da
bilgi edinmenizi öneririm bol bol gönderme var.
Neyin doğru neyin yalan olduğunu sorgulatan bir eserdi. Her sayfada farklı bir sürpriz sizi bekliyor desem yeridir aslında. Karakterin yaratılan o büyülü dünyada kendini arayışına
dahil olmanızı isterim. Tek sorun hayal kırıklığı yaratmak istemem fakat kitabın sonu beni tatmin etmedi, aceleye gelmiş hissi yaşattı bana ama yine de 7 günlük bu macera için pişman değilim.